Amerikan uşakları, bizimle kafa bulmaya çalışıyorlar: “Noldi, noldi.. Instagram açıldı” diyorlar..

Sanki biz, “Instagram kapandı. Artık Türkiye’de hiçbir güç Instagramı tekrar açamaz. Bundan sonra da iflas eder, biter” demişiz.

Instagram’ın, Türkiye’nin taleplerini kabul ettiğinde, tekrar açılacağını, ilk günden söyledik. Ki, bundan başka ihtimalin de olmadığını belirttik.

Çünkü daha önce de başka sosyal medya platformları için benzeri olmuştu..

Türkiye’nin isteği kabul edilince, ilgili sosyal medya platformu açılmıştı.

O zamanki sorun, sadece temsilcilikler üzerinden yürümüştü.

Şimdi kısmen temsilci, kısmen hesap kapatma, kısmen ayrımcılık ve katalog suçlarına yönelik Türkiye’nin taleplerinin yerine getirilmemesi vardı.

Instagram, talepleri büyük oranda kabul etti.

Bir-iki küçük noktada ise, uzlaşarak çözüm bulacaklarının sözünü verdi..

Instagram, küresel bir şirket..

Terörist İsrail’in avukatlığına soyunan ve savunmasını üstlenen Amerika’nın bir şirketi..

Bu kadar vurdumduymaz, o kadar külhanbeyi, o kadar çakal bir devlet..

Ama onlar dahi dize geldiler..

Erişim engeli getirildiğinde, “Özgürlük istiyoruz. İnstagrama ulaşmak istiyoruz” diyerek kendilerini yırtanlar..

Amerikan şirketi için, kendilerini paralayıp, Amerikan uşaklıklarını ispatlayanlar..

Şimdi, Instagram gelip, Türkiye ile anlaşınca..

“Noldi? Niye açtınız” diyorlar..

Ben de onlara hatırlatıyorum: “İçimizdeki Amerikan uşaklarına rağmen, Amerikan şirketi geldi, birçok talebi kabul etti. Diğerlerini de süreç içinde hayata geçirme sözü verdi.. İçimizdeki hainlere rağmen, Instagram pes etti.”

Bir-iki kişinin, Filistinli lider Haniye’nin şehadeti ile ilgili taziyesinin paylaşımını, Instagramın kaldırdığı ileri sürülüyor.

Doğru yanlış emin değilim.

Ama Instagram kapatılmadan önce, paylaşımı kaldırılan Cumhurbaşkanı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un paylaşımı, şimdi halen yayında.

Demek ki..

Instagram diz çökmüş.

Demek ki yanlışını kabul etmiş.

Demek ki, daha önce kaldırdığı bir paylaşımı, şimdi yayınlamak mecburiyetinde kalmış..

Hem de içimizdeki ABD uşaklarına rağmen bu mecburiyeti hissetmiş..

O zaman, algı operasyonlarıyla, kimse bu ülke insanını kandırmaya kalkışmasın..

Tabii ki Instagram, Türkiye’nin her dediğini, anında yerine getirmiyor.

Ama biz birlik olursak. 

İçimizdeki hainler, birazcık uşaklıklarına ara verirlerse..

Instagram çok daha kısa sürede, işin olurunu yapacak..

Instagram’ın 9 gün kapalı kalmasının, e-ticareti etkilediğini iddia edenler.

Hodri meydan..

Maliye Bakanlığı’na da çağrıda bulunalım..

E-ticaret üzerinden Ağustos ayı ile Temmuz ayı kıyaslamasını yapsınlar..

Ağustos ayı sonunda, iki ayın rakamlarını yayınlayıp, e-ticarette vergi kaybı var mı yok mu, kamuoyuna bilgi versinler.

Ben hiçbir vergi kaybı olmadığı kanaatindeyim.

Çünkü Instagram üzerinden ticaret yapanlar, zaten kaçak iş yapıyorlar.

Zaten vergi kaçırıyorlar..

Instagram üzerinden yapılan ticaret, o tarihlerde, resmi kanallardan yapılmış olacağı için, belki de vergi tahakkuku daha da artmış olabilir..

Şu iki haftalık süreçte..

Instagram konusunda Amerikan şirketinin yanında saf tutan içimizdeki hainler..

Özgürlük adı altında, Instagram’a erişimin, koşulsuz kaldırılmasını isteyenler..

Bir başka konuda daha, yine yabancı uşaklıklarını sergilediler..

Milli Eğitim Bakanlığı, Fransız okullarından, Lozan dışındaki bazılarının, kendi kendisine imtiyazlar peşinde koştuğunu açıklamış ve bunlara izin vermeyeceklerini ilan etmişti..

O konuda da, içimizdeki hainler, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yana değil. Fransız okullarından yana tavır almışlardı.

Her iki grubun da, büyük çoğunluğunun CHP’li ve Kemalist çizgideki kişiler olduğunu hatırlatmamda fayda var..

Instagram’da, içimizdeki hainlere rağmen, Ulaştırma Bakanlığı nasıl küresel şirketi dize getirdi ise..

Milli Eğitim Bakanlığı da, Fransız iki okulu dize getirdi..

Onlar da Milli Eğitim Bakanlığı’nın taleplerini kabul etmek zorunda kaldılar..

5 yıllık, 10 yıllık süreçlerde, cımbızla iki örnek çıkartıp, içimizdeki hainlerin maskelerini indirmiş değilim.

İki olay da, toplamda iki haftalık süreçte yaşanan olaylar..

İkisi de...

Yabancıların, Türkiye’yi ciddiye almayan tavırlarını reddeden..

Türkiye’nin gücünü gösteren..

Hem de içimizdeki hainlere rağmen gücünü gösteren somut örnekler..

Şimdi üçüncü örnek üzerinden notlarımı alıyorum.

Malum, Türkiye geçtiğimiz yıl turizmde, hem turist sayısı, hem de turizm geliri açısından rekor kırmıştı..

Bu sene ise, o rekoru da aşma planları yapılmış ve büyük ihtimalle de gerçekleştirileceği belirtilmişti..

Muhalefetin istemezükçüleri, ne yapalım, ne yapalım da, Türkiye’nin turizm gelirini ve turist sayısını azaltalım diye, tıpkı Instagram olayında olduğu gibi. Tıpkı Fransız okulu örneğindeki gibi.. İhanetlerini ortaya koydular..

Özellikle Karar gazetesi ve Sözcü gazetesi, sokak hayvanları üzerinden, Türkiye’yi kıskanan Yunanistan’ın, Fransa’nın ve diğer turizm geliri elde etmek istek ülkelerin özel elemanlarının adeta sözcülüğüne soyunarak, “Katliam durmazsa, Türkiye’ye gelmeyeceğiz” şeklinde sosyal medyada hesaplar açıldığının reklamını yaptı..

O hesapları kimlerin açtığını ve kimlerin destek verdiğini, Türk savcılar hızla bulup, ifşa etmelidirler..

Karşımıza, üç tane Fransız ve Yunan elemanının öncülüğünde, Sözcü ve Kararcılar çıkarsa, hiç şaşırmam..

yazının devamı