Hep Türkiye’yi suçluyorlar ya..

“Bir seçimi bile beceremeyen Türkiye” diyerek, hep kendimizi topa tutuyoruz ya..

“Şunu yapamadık. Bunu yapamadık” diye kendi kendimizi suçluyoruz ya...

“Biz yapamayız kardeşim, yapamayız. Bizden adam olmaz!” deyip; duruyoruz ya..

Alın işte..

Bizim daha iki yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili seçimlerinin, 5 saat içinde sonucunu açıklayan sistemimiz ile..

Mahalli seçim açısından, İstanbul’u hariç tutarsanız, 4 saatte açıklanan sonuçları ile..

Dünyanın süper gücü olarak tanıtılan Amerika’daki seçim sonuçları ile ilgili rezaleti kıyaslayın..

Bu yazıyı kaleme aldığım sırada, sandıkların kapatılmasının üzerinden 20 saat geçmiş olmasına rağmen..

Seçimi kimin kazandığı belli değil.

Pardon, yanlış söyledim.

Seçimin iki kazananı birden var.

Biden de çıkıp, “Ben kazandım” diyor..

Trump da çıkıyor, “Ben kazandım” diyor..

Bir seçimin, iki kazananı birden olur mu kardeşim?

Süper güç iseniz..

Derin devlet, görünen devleti yönetiyor ise..

Haydutluktan geçindiğiniz halde.. O ülkenin yeraltı zenginliklerine.. Bu ülkenin içişlerine karışarak, onları sömürüyorsanız..

Ama..

O sömürdüğünüz ülkelerde satın aldığınız uşaklara “Adamlar süper ya.. Adamların bir tane şirketi, senin devletinin bütçesine eşit değerde” söylemlerini dillendirtiyorsanız..

Bir seçimi becerememenizi bile, konuşturtmazsınız.

Tam aksine..

“Azizim, adamlardaki sisteme bak.. Başkan seçimi yapılıyor ama, öyle direkt seçmiyorlar.. Seçicileri seçiyorlar. Sonra, o seçiciler vasıtası ile başkan seçiliyor” dedirtirsiniz.

Karşılarındaki de, ağzı açık seyreder.

Bunda ne dahilik var ise?

“Azizim, dengeyi öyle kurmuşlar ki. Başkan seçilseniz bile, temsilciler meclisi ile, senato arasındaki dengeyi de çok iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Temsilciler Meclisi’nde bir parti, Senato’da diğer parti genelde çoğunluk kazanıyor. Ve böylece, sistem birbirini çok iyi dizayn ediyor, frenliyor.. Ne müthiş bir sistem!”

Onlar konuştukça.. 

Benim de, “Anlat anlat.. Heyecanlı oluyor” diyesim geliyor.

Ben sonuca bakarım.

Sandıklar kapanmış.

20 saat geçmiş..

Ortada sonuç yok..

Hatta bugün de sonucun ortaya çıkmayabileceği konuşuluyor..

Öyle ki..

Bizim FETÖ haininin de bulunduğu Pensilvanya’da, posta yolu ile oy kullanma imkanının, diğer eyaletlere göre değişik şekilde düzenlendiği ve buna göre, oy kullanma gününden sonraki tarihte postadan gelenlerin de sayımda dikkate alınacağı belirtiliyor..

Yani seçim bitmiş..

Sandıklar kapanmış..

Sandıkları sayarak, sonucu açıklayamıyorsunuz..

Bir gün sonra, iki gün sonra, postadan gelecek oyları da alıp, onları da sayarak sonucu açıklayabiliyorsunuz..

Hani sorasım geliyor: “Bir tane aklı başında adamınız yok mu ki, ‘Oy kullanma gününden üç gün önce, posta ile oy kullanma sona erer. sonrasında yollanan oylar geçersizdir’ diye bir madde, düzenlemeye ekleyiversin?”

Düşünememiş olmalılar..

Süper bir devlet ya..

Orada yaşamak, bütün dünya insanlarının rüyalarını süslüyor ya..

İşte onların sistemleri de, bu..

Belki daha da garip olanı..

Milyonluk eyaletleri yanısıra, onlarca milyonluk eyaletlerinin de olduğu.. Ve hepsinde, çoğunluk sistemine göre delegelerin belirlenmesi. 

Ne demek çoğunluk sistemi?

Seçimde bir fazla oy alanın..

Tüm delegeleri kazanması..

Bir oy bile az almış iseniz, o eyaletten, tek delege seçememeniz..

Bizdeki eski baro seçimleri gibi bir şey..

Veya, diğer meslek odalarındaki seçim sistemi gibi bir şey..

Cumhuriyet’in ilk yılarında, tek parti döneminde ve 1960’a kadarki dönemde, milletvekili seçiminde de uygulanan sistem..

1960’ta terketmişiz..

Nispi temsile geçmişiz..

1980 darbesinden sonra % 10 baraj gibi bazı takviyelerle, nispi temsili delmeye çalışmışız ama..

Çoğunluk denilen sistemi de, özellikle 20, 30, 40 delege kazanılan eyaletlerde bir fazla oy alanın, bütün delegeleri kazanma sisteminin yanına bile yaklaşmamışız..

Ama yine, bizdeki muhalefet, her seçimden sonra, kızılca kıyamet kopartıyor..

“Baraj antidemokratiktir..”

“Seçim sistemi, halkın iradesinin meclise yansımasını önlemektedir.”

Alın size ABD sistemi..

Süper devlet ya..

ABD genelinde daha fazla oy alan başkan adayının seçilememe.. Daha az oy alan başkan adayının seçilme ihtimali söz konusu..

2016 seçimlerinde bu yaşandı zaten..

Bayan Clinton daha fazla oy almasına rağmen, Trump kazandı..

İşte halimiz bu..

Daha doğrusu, ABD’nin hali bu..

Bizim halimiz ise şu:

Dünkü gelişmeyi aktarayım..

ABD merkezli Facebook, Youtube, İnstagram ve Twitter başta olmak üzere, sosyal medya platformlarının yıllardır efelenmesinin sonu geldi..

Sosyal medya yasası çıkmıştı..

CHP’ye rağmen çıkarılmıştı..

CHP’li milletvekillerinin, “Bu düzenleme sansür niteliğindedir. Doğru değildir, bu şekli ile çıkarılmamalıdır” demiş olmalarına rağmen..

O kanun TBMM’de kabul edildi..

Yine CHP milletvekillerinin, “Bu kanunda getirdiğiniz cezaları verebilecek misiniz ki, maddelere yazdınız” diyerek, Türkiye’yi küçümsemelerine rağmen..

Dün..

Türkiye’de temsilcilik açmayan sosyal medya platformlarına, dün itibari ile 10’ar milyon para cezası da kesildi..

Türkiye’nin, üçüncü dünya ülkesi olmadığı, ayaklarını üzerine basan güçlü bir ülke olduğu, dünya aleme gösterildi..

CHP’ye rağmen gösterildi..

Muhalefete rağmen gösterildi..

Şimdi ikinci aşamaya geçiyoruz.

Üçüncü aşamasına geçme ihtimalimiz var..

Sıkı ise, kanundaki düzenlemelerde belirtilen kurallara uymasınlar..

Burası sömürge ülkesi mi?

Bu ülkede para kazanan herkes vergisini ödüyor da..

Süper devlet denilen, ve süper kazançlar elde eden o sosyal medya platformları niye vergi ödemiyorlar? 

yazının devamı