17 Haziran 2015

Ahmet Sever Bey, Abdullah Gül ile 12 yıl birlikteliğini yazmış da..

Daha önce 1983’den 2003’e kadar, Milliyet ve CNN’deki Aydın Doğan ile 21 yıllık beraberliğini atlamış.

Oysa..

21 ile 12’deki rakamlar aynı ama..

1 ve 2 rakamları yer değiştirmiş ama..

21, 12’den büyük..

Üstelik 21 yıllık birliktelik 1983-2003 arasında yaşanırken..

12 yıllık birliktelik daha dünkü hikaye..

Acaba diyorum..

Ahmet Sever, “Aydın Doğan ile 21 yıl!” kitabını yazmadan, “Abdullah Gül ile 12 yıl” kitabını niye yazdı?

•

Birinci sebep şu olabilir: Abdullah Gül ile işi bitti.

Dolayısıyla, “Zaman kazık atma zamanı” deyince.. 

Abdullah Gül aklına geldi..

Aydın Doğan ile ise, daha işi var..

İkinci sebep şu olabilir.

Kitabı kime bastıracak?

Abdullah Gül’ün matbaası mı var? 

Aydın Doğan’ın var.

Aydın Doğan ile ilgili iki satır yazsa.

Ya ilk harfine, ya son harfine takıntı duyulduğunda..

Kitap da, tüm çalışma da güme gider.

O zaman ne yapmalı?

İşin kolayına kaçmalı..

Abdullah Gül ile ilgili hatıralar, çarpıtılarak yazılmalı..

•

Doğrusu ne.

Önce “Aydın Doğan ile 21 yıl!”ı yazmalı..

Sonra “Abdullah Gül ile 12 yıl”ı yazmalı..

Dürüst olan, ahlaklı olan bunu yapar..

Ama bunlarda ahlak nerde gezer?

Bin bir yağcılıkla mutfağınıza girerler.

Sonra ordaki gördüklerini aynısı ile de değil.. Tahrif ederek dışarı yayarlar..

Oysa buyur, Aydın Doğan’ın mutfağında neler gördün, anlatsana..

Hangi yemeğe, hangi böcekler karıştırılıyor..

Yazsana..

Böcek de değil..

Fare..

“Ben gazeteciyim, yazarım” diyorsan..

21 yıl birlikte olduğun patronunla yaşadıklarını yazsana..

•

Ertuğrul Özkök’ün yakalandığı gibi..

Mukavva fabrikası için bir şeyler yapmış olamazsın..

Boyun yetmez çünkü..

Ama mutlaka, bazı şeylere şahitlik etmişsindir..

“Aydın Doğan aleyhine yaz” da demiyorum.

Yalan katmadan.

Doğru ne ise onu yaz..

Brüksel’de muhabir iken..

Yaşadıklarından başla..

CNN’de yaşadıklarınla bitir..

Mesela, patronun Ayldın Doğan’ın, “kağıt üçkağıtçılığı” davasında kendisine yöneltilen, yurtdışında kurulan naylon şirketler konusunda senden yardım almış mıdır?

“Sen bizim Brüksel muhabirimiz değil misin? Bir atla, şu tıkanan işleri hallet, dön” demiş midir patronun Aydın Doğan?..

Bir anlatsan da bilsek..

Tansu Çiller, meşhur Sultanahmet mitinginde, “Katrilyonluk teşvikleri açıklayacağım” dedikten sonra..

Milliyet’te neler yaşandı? Sana Brüksel’den hangi işler ısmarlandı, bir anlatsan..

Milliyet’te, TSK’nın İslami şirketlere ambargo uyguladığına dair manşet atıldığında, sen o ambargodan yana haberin neresinden tutuyordun?

Refahyol yıkılırken, milletvekili pazarlıklarında, patrondan aldığın emirle, hangi yurtdışı işleri kotarmıştın?

Patronun Türkiye İş Bankası ile ortaklık yapıp, Petrol Ofisi’ni alırken..

Sonra “altın hisse”yi kaldırtırken..

Bir koyup 5 alırken..

Neler gördün Ahmet kardeşim, neler yaşadın Sever dostum! 

Tamam, Aydın Doğan’ın yayınevinden çıkan kitabında, “27 Nisan muhtıra gecesi konutta neler yaşandı, karşı metin nasıl hazırlandı?”yı okuduk..

Peki, 18 Nisan seçimlerinin sonuçları alınmaya başlandığında..

“Milliyet’in kaptan köşkünde neler yaşandı”, onu da yazar mısın bize?

Merve Kavakçı başörtüsü ile TBMM’ye girdiğinde, “Bu kadına haddini bildirin” diyerek çirkinliğin zirvesine çıkan Bülent Ecevit’in itibarının nasıl düzeltileceği hususunda, patron ile gazetenin üst yönetimi arasında, hangi kritik toplantılar yapıldı, aktarır mısın bize?

Yok canım..

Biz senin, ikili görüşmelerdeki gizli bilgileri aktarmanı falan istemiyoruz..

Abdullah Gül ile birlikteliğine kadar..

Aydın Doğan, belki seninle tek başına hiç görüşmemiştir bile..

Ama mutlaka..

Toplu alanlarda..

Yaşadıkların, gördüklerin vardır..

Dolaylı görüşmelerle de olsa, senden istekleri, halletmeni istediği özel işleri vardır..

Bir kitap daha yazsan da, onları da bilsek hani!

Aslında 21 yıl ile de sınırlamayalım bu işi..

Sen Abdullah Gül ile 12 yıllık birlikteliğinde de.. Aydın Doğan ile olan birlikteliğine ara vermemişsindir.

Dolayısı ile..

O süre içinde de, bire bir yaşadıkların vardır..

Ne yapacaksın sen, Gezi isyanında olanları?

Gezi Parkı’nın hemen 500 metre ilersindeki, Aydın Doğan’ın satın aldığı Hilton’la ilgili girişimlerini anlatsan sen..

Patronun, Hilton ile ilgili neler istedi senden?

Sen hangi katkıları sundun?

Hilton’ı yıkıp, ne yapılmak istendi?

“Bire kaç kazanacaktı”, patronun Aydın Doğan.

Anlatsan ya, Ahmet Sever..

27 Nisan muhtırasına verilen cevaptan sonra, patronun havayı koklaman için, aracılar vasıtası ile, kaç defa bilgi istedi senden?

Ne diyordu, patron Aydın o günlerde?

“Ayvayı yedik, bunlar çetin ceviz çıktı” mı diyordu? Yoksa çok daha fazlasını mı?

Bir yaz da, öğrenelim be Ahmet..

YeniAkit