SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Adliye’de ‘Bülent Abi’yi aradı, gözlerim!

Tarih
03 Şubat 2016
İzlenme
2878 Kişi

Dün yine Bakırköy Adliyesi’ndeydim.

2. Asliye Ceza Mahkemesi, tüm duruşmaları, Akit’e ayırmış.

Bir günde 12 duruşma..

Avukatımız Ali Pacci’nin babasının rahatsızlığı sebebi ile il dışında olması..

Başka da avukatımız olmaması sebebi ile..

Yalnızdım, duruşma koridorunda..

12 dosyanın beşinde.. Hasan abinin de sanık olması..

Bendeki burukluğu, biraz daha artırdı..

O sırada Bülent abi geldi aklıma..

CNN’de Taha Akyol’a.. “Paralel ile mücadele kapsamında o kadar çok davalar var ki, üstüme cübbeyi tekrar geçirmeyi arzu ediyorum” da demişti ya..

Paralel yapı kapsamında soruşturulan herkesin, üçer beşer avukatı zaten var iken.. Onlara destek çıkan Bülent abimiz..

“Belki bize de bir destek çıkar” diye düşünüp.

Hayaller kurarken..

Koridorun sonundan beliren, cübbeli her simayı, Bülent abiye benzetirken.

Her defasında, “Hah işte.. Bülent abi cübbesini giymiş, Akit’e saldıranlara karşı ‘Doğruyu, gerçeği, haklıyı savunmak için’, benim yanıma geliyor” diye düşünürken..

Hepsinde hayal kırıklığına uğradım.

Gelmedi Bülent abi..

Mübaşir “Sanık Ali Karahasanoğlu” diye seslendiğinde..

Kendime geldim..

Ve; Bülent abimizin hatırlattığı “gölgelenen gerçek”le karşı karşıya kaldım:

Ne koridorun sonundan gelen, cübbesini giymiş avukatların içinde Bülent abi vardı.

Ne de yanımda, hemen her defasında duruşmaların başlamasını birlikte beklediğimiz, Hasan abi vardı..

Peki ne yapmıştık, bir günde 12 dosyadan yargılanmak için?

Ne yapmıştık, toplamda 40 yıla kadar hapis istenen o ceza davalarını açtırmak için?

Kısa kısa özetleyeyim:

Cizre’de eli kanlı teröristlere özgürlük isteyen Levent Gültekin’in müteahhitlik işlerinin eleştirildiği köşe yazısından kaynaklanan bir ceza davası!

Tv ekranlarından, “özgürlük dersleri” veren, mücahitlere “Müteahhit oldunuz len” diye bulaşan, ama kendisi Bostancı’daki gökdelenin müteahhidi çıkan Levent’in şikayeti ile açılan ceza davası.. 

Bir diğer dava.. Niğde’nin ilçelerinden birisinde.. Bir kaymakam.. Kafe çalışanı bir kadınla, uygunsuz resimler çektirmiş.. Flulanarak yayınlanmış Akit’te.. 

“Hem suçlu, hem güçlü” misali.. Kaymakamımız da yapmış şikayetini.. 10 yıla kadar ceza istenmiş..

Daha başka kimler, kimler..

Daha başka neler, neler..

MİT TIR’larını durduran savcının açtığı dava mı dersiniz...

Gülen’in, Denizli’deki temsilcisinin açtığı dava mı dersiniz....

FEM darshanelerinde iki öğretmenin, “Ailenize AK Parti’ye oy verdirmeyeceksiniz. Oyları CHP’ye verdireceksiniz” baskısından bunalan öğrencilerin kaydettikleri konuşmaların yayınlanmasına açılan 8 yıla kadar hapis cezası istemli dava mı dersiniz.

Hatta, TMSF tarafından atanan yöneticilerin elinde olan Bank Asya’nın eski avukatlarının yaptığı şikayetle açılan ve 5 yıllık hapis cezası istenen davalar mı dersiniz..

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç’ın, paralelcilerin oyununa gelerek yaptığı açıklamaları eleştiren Hasan abiye açtığı ceza davası mı dersiniz!..

Ve en hüzünlüsü..

Fetullah Gülen’in şikayetçisi, Hasan abinin sanık olduğu dosyalar.. 

17 ayrı yazısı için..

Gülen’in, Hasan abiye istettiği hapis cezası toplamı, 10 yıl..

Ömrü vefa etmedi Hasan abinin..

Alnının akı ile beraat edeceği o davalarda..

Ne yazık ki hakim, kararını şöyle açıkladı: “Sanık Hasan Karakaya’nın 31.12.2015 günü vefat ettiği anlaşıldığından davanın TCK Ve CMK gereği düşürülmesine!” 

Tam o sırada, duruşma salonundan içeri, bir avukat girdi.. 

İlk anda yüzünü göremedim..

Bülent abi mi geldi diye baktım.

Yok, değilmiş..

İş Bankası’nın avukatı imiş.

Sanıklar Akit gazetesi yazarları ya...

İş Bankası da..

“Biz de burdayız. Çorbada tuzumuz olsun.. Atın bu Akit’çileri içeri” diye, koşarak gelmiş mahkemeye..

Bak gördün mü Bülent abi..

Ne haksızlıklar var. 

Sudan sebeplerle açılan, ne davalar var..

Hem de senin.. “Bu arkadaşlara haksızlık ediliyor” diye savunduğun..

Kol kanat gerdiğin o Gülen ekibi tarafından açılan davalar..

Bizim sesimizin kısıklığından mı..

Onların sesinin yüksek çıkmasından mı?

Özgürlükleri kısıtlananlar bizleriz..

Her yazısına dava açılanlar bizleriz..

“Basın özgürlüğü kısıtlanıyor, diktatörlük geliyor” diye bağıranlar onlar..

Sanık olarak katıldığımız duruşmalarda şikayetçi sandalyesine oturanlar onlar!

Bize mahkemelerde, ceza verilmesini isteyenler onlar..

İşte böyle, Bülent abi..

Oysa tek bir testle bile..

Seni tahrik edenlerin hepsinin kirli yüzünü, bir defada ortaya sermeliydin sen, Bülent abi..

 Taha Akyol’un programında “Bu kadın yazara” derken.. Seni ayakta alkışlayanlar..

7 ay önce..  

PKK terör örgütünün savunuculuğunu yapan bir HDP’li bayana, “Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus” dediğinizde.. “Bir bayana böyle hitap edilir mi” diyerek sizi linç edenlerdi.. 

İşte Bülent abi.. 

“Güneş görmemiş” değil.. Güneş görmüş.. Ama faillerinin yüzünde hiç utanma eseri olmayan daha nice gerçekler var, Bülent Abi..

Sen kendine yakışanı yap..

“Şeyini şey ettiğiminin şeyindendir” dediğin utanmazları, sevindirme Bülent abi!

YeniAkit
3 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER