*

Yapılan anketler...

Doğruyu, sadece doğruyu ama bütün doğruyu yansıtıyorsa...

Sorun yok. Devam.

*

Ama eğer, “Dur, ben yalancı anketlerle milletin kafasını karıştırıp oylarını üteyim” diye yola çıkılıyorsa...

Siren sesleri, tehlike çanları falan devreye girmelidir.

*

Gerçeğe tamamen aykırı biçimde...

“Bizim aday aldı götürdü. Bizim aday sildi süpürdü. Bizim aday fark attı” türü anketlere çok fazla abanırsanız...

Şu iki sonuca yol açabilirsiniz:

*

- BİR: Karşı tarafın seçmeni, “Eyvah! Bunlar geliyor” diye enerjik bir toparlanma içine girebilir. Kaş yapayım derken göz çıkarmış olursunuz yani.

*

- İKİ: Sizin tarafın seçmeni, “Yahu nasıl olsa bizimki fark üstüne fark atarak geliyor” diyerek olayı boşlayıp rehavete kapılabilir. Pek hoş olmaz yani.

Eski sistemli Türkiye’de...

Hangi parti ankette birinci çıkıyorsa, seçmen birazcık o partiye meylederdi. O zamanlar, anketlerle oynamanın pek bir tehlikesi yoktu.

*

Ama yeni sistemli Türkiye’de...

Yani iki devasa kutuplu, iki iddialı adaylı bir ortamda paradigma değişti. Anketler, ters etki yapma açısından tehlikeli oyuncaklar oldu.

*

Yani bu işler, artık biraz ince işler haline geldi.

Sofistikasyon istiyor.

Bizde anketlerle oynayanlarda böyle bir sofistikasyon olduğunu pek sanmıyorum.

SEÇMENİ ÜRKÜTMEDEN... HDP’Yİ KÜSTÜRMEDEN...

KILIÇDAROĞLU’nun HDP ile görüşmesi, 18 Mart’ta olacaktı.

*

18 Mart Şehitler Günü’nün böyle bir görüşme için çok münasip kaçmayacağı düşünüldü ve görüşme 20 Mart’ta, yani dün yapıldı.

*

Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesi, HDP Genel Merkezi’nde olacaktı.

*

Kılıçdaroğlu’nun HDP Genel Merkezi’nin kapısından girmesinin ve koridorlarında dolaşmasının pek münasip kaçmayacağı düşünüldü ve Meclis’te görüşme yapıldı.

*

Madem böyle...

O halde hüküm verebiliriz.

*

Kılıçdaroğlu’nun HDP ile temaslarının iki temel açısı belli olmuştur:

*

- BİR: Aman ortalama seçmenin tepkisine neden olacak aşırı görüntülerden kaçınalım.

- İKİ: Aman HDP’nin “Bizi yok sayarsanız size destek yok” demesine yol açmayalım.

FATİH ERBAKAN’IN MAKSİMALİST TALEBİ

FATİH Erbakan, Cumhur İttifakı’ndan 20 milletvekili istemiş. Seçilecek yerden 20 milletvekili.

*

Yüzde 7.5 oy alan bir partinin alabileceği milletvekili sayısı bu. Oysa Yeniden Refah’ın anketlerdeki oyu yüzde 1.5.

*

Talep kabul edilmemiş.

Ve o da seçime ayrı olarak girme kararı almış.

*

Hiçbir ittifakta yer almayıp tek başına seçime girme kararı, Fatih Erbakan açısından rasyonel bir karar değil.

Eğer son anda rasyonalite devreye girerse Fatih Erbakan masaya dönebilir.

MUHARREM İNCE DE MAKSİMALİST TAKILABİLİR

MUHARREM İnce de tıpkı Fatih Erbakan gibi tek başına girecek seçime.

*

yazının devamı