SİYASET

Abdurrahman Erzurum : HDP’YE KARDEŞ PARTİ GELİYOR!

Tarih
15 Haziran 2016
İzlenme
1927 Kişi

Geçen haftaki yazımda, ”Dünyanın en vahşi örgütü PKK’nın, karnındaki yavrusuyla bayan polisimizi katlettiği Mardin Midyat saldırısından dolayı;  Şunu dost ve düşmana duyurabiliriz ki, PKK artık bitmiştir” diye bir iddia da bulunmuştum. Bazı dostlar bu yazının çok iddialı olduğu konusunda bazı eleştirilerde bulunmuşlardı.

Çok değil bir hafta geçmeden yaşanan bazı gelişmeler bu iddiamın ilk adımları olarak gelmeye başladılar. Elbette bugünden itibaren olaylar tık diye kesilecek demiyorum. Arada eylemler devam edecektir ama süreç PKK için hazin sona doğru gitmektedir.

Bir terör örgütünün var olabilmesi için arkasında iki güce ihtiyacı vardır. Bunlardan bir tanesi temsil ettiği ya da haklarını korumak için mücadele ettiği halk desteği, diğeri de dış ülkelerden gelen maddi ve manevi destek.

Birkaç gün önce yapılan bir açıklama bu iki desteğin kesilmesi veya aza indirgenmesi açısından önemli bir gelişme bence.

Biraz gündemi takip edenler bilecektir, PKK’nın Midyat’ta karnındaki yavrusuyla birlikte bayan polisimizi katlettiği saldırısından dolayı bölge halkı PKK’ya büyük tepki gösterdi.

Bu tepki masum insanları öldürüp, daha sonra bu insanların temsilciliğine soyunan PKK ve onun sivil uzantıları için bir tokat etkisi yaptı.

Türk, Kürt, Arap, Yezidi, Hristiyan ve Süryanilerin bir arada ve kardeşçe yaşadığı, etnik veya mezhepsel önemli hiçbir olayın yaşanmadığı ilçede yapılan katliam binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüşle lanetlendi.

“Bu devletimize, Müslümanlara yapılan bir saldırıdır. Biz, vatanımızı ve Müslümanlığı temsil ediyoruz. Gerekirse emniyetin yetmediği yerde biz savaşırız” diyen halk ve “Türkiye ekonomik alanda birkaç adım ileri gitti kendi arabasını, uçağını yapmaya kalktı bunu içine sindiremeyenler her türlü felaketi Türkiye’nin başına salıyorlar.” diyen belediye başkanı tüm Türkiye’ye örnek bir mesaj verdiler.

Buraya kadar tamam.  Terörden bıkmış bir halkın “yeter artık” çığlığı bu. Ama asıl önemlisi aynı ilçe halkının taziyeye gelen HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’a yaptığı protesto ve ardından yaşanan gelişmeler.

Güya ezilmiş bölge halkının kurtarıcısı ve temsilcisi olduğunu ifade eden partinin bir yetkilisi olarak bölgeye gelen ve tepkiler üzerine çareyi arabasına atlayıp uzaklaşmakta bulan Tan’a bu protesto ilaç gibi gelmiş olmalı.

Bütün siyasetçilerin yaşamak isteyeceği son durum olan vatandaşlar tarafından yuhalanmak olayını yaşayan Tan bir gazeteye açıklamada bulunarak bir ilki yaptı. Altan Tan şu ana kadar hiçbir HDP’linin yapmadığını yaparak kanlı PKK’nın tüm saldırılarını“terör eylemi” olarak nitelendirdi.

Ağırlığı ayrılıkçı Marksist, Leninist sol kişilerin oluşturduğu HDP içinde, dindar-muhafazakâr Kürtlerin temsilcisi olarak görülen Altan Tan; “terör eylemleri asla meşru, mazur görülemez. Hangi terör örgütü yaparsa yapsın tamamını kınıyorum” ifadesiyle partide bir ilki gerçekleştirerekterörü kınayan ilk HDP’li olarak tarihe geçti.

Babası Bedii Tan’ı 12 Eylül sonrasında Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde yapılan işkencelerle kaybeden Tan, yine bir HDP’linin ağzından ilk kez duyduğumuz; “Bu eylemler halka fayda getirmeyecek, daha fazla gerilimi, karışıklığı ve kaosu körükleyecek. Sonunda ülkeyi iç savaşın eşiğine getirecek” sözlerini kaydetti. Bununla da yetinmeyen Tan bu eylemlerin nedenini askeri darbeye zemin hazırlamak olduğunu belirtti.

Bu devirde darbe mi olur demeyin. 27 Mayıs’ta darbesi, Genelkurmay Başkanı Rüstü Erdelhun ve çok sayıda üst düzey komutanın ruhu duymadan yapıldı ve ilk mağdurları askerler oldu.  11 Eylül 1980’de Demirel’e darbe olmayacağı garantisi verilmişti ertesi gün darbe oldu. Üst akıl’ın elindeki kozlar tek tek tükeniyor. Elinde ne varsa hepsini denemek isteyecektir.

Sadece HDP’lilerin değil HDP dışında da birçok kesimi kızdıran açıklamalara devam eden Tan; “Uluslararası siyasette Türkiye ile kavgası olanlar var. Türkiye’yle kavgasının ötesinde Tayyip Erdoğan’ı istemeyen, onu devre dışı bırakmak isteyen güçler var. AK Parti’yi iktidardan düşürmek isteyenler var. Bir de direkt İslam’la kavgalı olanlar var. Bunların tamamı siyasi kavgalarına alet olarak Kürtleri seçti. Kürtler isyan etsin, vursun, kırsın, onların amacı gerçekleşsin; sonra da Türkiye’yi dizayn etsinler istediler. Erdoğan’dan nefret edenler, beyaz Türkler, sol sosyalist marjinal gruplar, Amerika, İngiltere, Rusya, Almanya, İran... Bütün bu unsurlar Kürtleri kiralık katil gibi kullanmak istiyor.” dedi.

Evet bunu yıllardır AK Parti ve onun gibi düşünen aydınlar yıllardır ifade ediyordu. PKK bir taşeron örgüttür diye tüm sağduyulu kesim yıllardır kendini paralarken, bunu 16 yıldır bu hareketin içinde olan birisinin söylemesi durumun geldiği seviyeyi göstermesi açısından çok önemli.

Tan’ın İslam, Türkiye ve Erdoğan üçlemesinin düşmanları olarak, ABD, İngiltere, Rusya, Almanya, İran  gibi ülkelerle birlikte beyaz Türkler ile Sosyalist grupları göstermesi ise korkarım ki partisinde büyük infiale yol açacaktır. Yakında Tan ile ilgili parti içi disiplin kurulları çalışırsa hiç şaşırmayın.

Olsun isterlerse ihraç etsinler. Siyasette hiçbir şey boşuna söylenmez, boşuna yapılmaz, Neden mi?

PKK terörünü kınayan, ikincisi yapılanları darbe ortamı hazırlamakla suçlayan ve yaşananları birçok ülke ve sol grupların, Türkiye, İslam ve Erdoğan düşmanlığına bağlayan Altan Tan’ın asıl niyeti de son sözleri ile belli oluyor.

“Kürt Sorunu Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik” adlı kitabın yazarı Altan Tan, “Demokratik ve legal siyaset tercih edilmezse, savaş stratejisi devam ederse ve parti içinde ağırlıklı sol, sosyalist, seküler söylem devam ederse farklı oluşumlar olabilir. Siyaset boşluk kabul etmez” diyor.

Yani Türkçesi muhafazakar kitle mevcut durumdan rahatsız böyle devam ederse biz ayrılıp yeni bir parti kuracağız diyor Altan Tan.

Bugünlerde Avrupa’da kapı kapı, ülke ülke gezerek Türkiye’yi suçlayan, mazlum rolü oynayan Selahattin Çetintaş ve Figen Yüksekdağ’ın temsil ettiği partinin içinden bu eleştirilerin gelmesi çok güzel.

Bu eleştiriler partideki bazı kesimlerin, parti tabanının rahatsızlığını dile getiriyor. Bunları duyan Avrupa Demirtaş’a “Sen mazlumum, mağdurum diyorsun ama, senin partindekiler bak ne diyor” diyebilecektir. 

Evet bugün bir kere daha tekrarlıyorum. PKK artık tarih kitaplarında bunlar sonra binlerce yıl lanetle anılmak üzere yerini almak üzeredir. İnançlı Türk ve Kürt halkı bu beladan kurtulmak üzeredir.

Son olarak müstakbel yeni parti genel başkanımız Altan Tan, Türkiye’ye yönelik başlatılan bu terör kampanyasında PKK ile devlet içindeki derin yapının işbirliği olduğunu belirttikten sonra PKK’nın 7 Haziran sonrası başlattığı terör kampanyasında ölüme gönderdiği 7 bin genç için “7 bin Kürt genci hayatını kaybetmişse sadece ‘pardon’ diyemezsiniz” diyor.

Bizde diyoruz ki; Sen korkma Altan Tan müsterih ol, bu ülke, 40 yıldır akan bu kanın, gözyaşının, şehit olup toprağa düşen gencecik askerinin, polisinin, öğretmenin hesabını sormadan kimseye “pardon” deyip gitme fırsatını vermez. Başbağlar’daki bebeklerin resimleri hala gözlerimizin önünde.

Bunu dediğiniz derin yapı da biliyor, terör örgütü de biliyor. Bununla beraber bunların iplerini elinde tutan derin üst akıl da bir gün sıranın kendisine geleceğini biliyor.

Bilesiniz ki bu aziz Türk ve Kürt milletinin samimiyet ölçüsü milim şaşmaz. Siz sadece bu dediklerinizde samimiyseniz safınızı belirleyin bize yeter…

Yoksa yine birilerinin soldan yapamadığını sağdan yapmaya çalışan seçimlerde yüzde 1’lere ulaşamayan birçok partinin yanında yerinizi alırsınız, bizden söylemesi…

Ajanshaber
14 Haziran 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER