Washington’ın namı hesabına siyaset yapan Kılıçdaroğlu, Meclis’teki 23 Nisan özel oturumunu bile provoke etti. OHAL’e atıfla “20 Temmuz darbesini şiddetle kınıyorum” diye konuştu!

CHP’nin Genel Başkanı, 15 Temmuz darbe girişimi için “Kontrollü darbe!” diyor.

Yani, 15 Temmuz’u değil de 20 Temmuz’u darbe olarak görüyor!

Sadece bu tavrı dahi; Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından dolayı “ne denli büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını” göstermeye yetiyor.

15 Temmuz 2016 gecesi Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde kahvesini içerken, ekran başında “darbe girişiminin başarıyla sonuçlanmasını” heyecanla bekliyordu!

NE DEDİ, NE YAPTI?

Kılıçdaroğlu, sekiz yıl önce (12 Haziran 2010) daha yeni genel başkan seçildiği günlerde; aynen şöyle demişti:

“Darbe olursa, tankın üzerine ilk ben çıkarım!”

Ona “atış serbest” olduğu için, rahatlıkla sallıyordu…

15 Temmuz gecesi ne yaptığı ise çoktan belgelendi:

“Tankların üstüne çıkmak” şöyle dursun; Pensilvanya Cuntası’nın tankları ile “ahbap çavuş” ilişkisi içinde olduğu görüntüleriyle ortaya çıktı:

“Washington’dan Kontrollü Kemal” ile Locaefendi’den Talimatlı Tanklar’ın arasından “su sızmadığı” gözleniyordu!

O tankların ”istikamet vermesiyle” ortadan kaybolan Kılıçdaroğlu, soluğu Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde almıştı!

AYNI TELDEN ÇALIYORLAR

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 20 Temmuz 2016’dan bu yana OHAL uygulamasını diline dolamasının asıl sebebi “FETÖ ile mücadelenin akamete uğramasını istiyor” olmasıdır!

“Olağanüstü Hal” durduk yerde mi geldi?

15 Temmuz’daki FETÖ-NATO-ABD’nin darbe girişimi ile Türkiye işgal edilmek istendi de; kalkışmanın ardından haliyle OHAL ilan edildi.

Varsayalım, ABD’de bir darbe girişimi yaşansaydı; sahi ne olurdu?

-Amerikan Devleti “OHAL’in kralını” ilan ederdi!

Türkiye’de FETÖ eliyle gerçekleştirmek istediği askeri darbe kalkışması berhava olan Haydut ABD; utanmadan bir de tutmuş Türkiye’deki OHAL’den yakınıyor…

OHAL’den rahatsızlık duyma bahsinde Kılıçdaroğlu ile Washington makamları sürekli aynı telden çalıyorlar!

ASLINDA ENDİŞE ETTİKLERİ NEDİR?

Üstüne, bir de ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in şu açıklaması eklendi: “Türkiye’de erken seçimin adil ve şeffaf bir biçimde yapılacağı hususunda endişeliyiz”

24 Haziran’da erken seçim kararı, Washington’dakilerin ayarlarını bozmuş olmalı ki; böyle küstahça konuşuyorlar…

Demek ki, sandıktan bir kere daha kendilerinin hiç arzu etmediği bir netice çıkacağını öngörüyorlar!

Haydut Amerikan Devleti için, dünyanın herhangi bir yerinde “onların işine gelmeyen” meşru bir sandık sonucu “kesinlikle endişe duyulması gereken ve anti demokratik!” bir gelişmedir!

Hiçbir zaman şunu unutmamalıyız:

“Demokrasi” ABD için sadece bir “illüzyon”dur; “göz boyamadan” ibarettir…

Türkiye’de bir erken seçim kararı alınmasından endişe duyuyor olmaları, bu gerçeği bir kere daha tescillemiştir.

AMERİKA BİRLEŞİK HİLE DEVLETLERİ!

Üstelik…

Washington makamları, ABD’de yapılan son başkanlık seçiminin (Kasım 2016) halen daha tartışıldığını görmezden geliyorlar.

Dahası var…

İkinci Dabılyu Bush’un hile ile kazandığı belgelenen 2000 yılındaki ABD başkanlık seçimini tartışmaya açarsak; Michael Moore’un çektiği türden “kapsamlı bir belgesel” hazırlamamız icap eder!

Bu bahiste, “iyi hal kâğıdı” olmayan Türkiye değildir…

Ya? Faşist ABD’nin ta kendisidir!

O yüzden, Washington cenahından yahut bir başka “kahpe” Batılı başkentten kimse kalkıp da “Türkiye’deki erken seçimden endişeliyiz” yollu hikâye anlatmasın, bize!

Yenişafak
26 Nisan 2018