18 Mayıs 2015

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam Milliyet ve Vatan gazetelerini konuk etti.
Adana meydanından henüz dönmüştü.
Son sürat seçim mitingleri nedeniyle tatile gitmiş gibi bronzlaşmıştı yüzü. Ama sesi Başbakan Ahmet Davutoğlu’na göre daha hasarsızdı.

CHP liderine; HDP’nin baraj sorunu, buna bağlı olarak çözüm sürecinin geleceği, AK Parti’nin tek başına yeniden iktidarı ya da koalisyon seçenekleri, yolsuzluk tartışmaları ve istifa polemiğine ilişkin pek çok soru yönelttik.
Yanıtları Meriç Tafolar’ın haberinde okuyacaksınız.
Kılıçdaroğlu ile, CHP’nin Genel Başkanı olduğu günden bu yana yapılan seçimlerin arefesinde pek çok kez sohbet ettik.
Günde en az iki kez miting yaptıkları, akşamları televizyon programlarına çıktıkları, gazetelere her gün demeçler verdikleri kampanya ortamı nedeniyle, siyasi parti liderlerinden, seçime 20 gün kala yeni bir polemik konusu ya da tartışma  yaratacak yepyeni bir açılım duymak zor.
Kaldı ki Kılıçdaroğlu kampanyasının temel parametresi bu kez farklı.
Vatandaşın “daha iyi nasıl yaşayabilirim” sorusuna cevap veren bir kampanya yürütüyor.
Bu nedenle, sohbetimiz boyunca, geride bıraktığımız seçimler öncesindeki Kılıçdaroğlu ile karşılaştırarak dinlemeye çalıştım CHP liderini.
Teşhisimi kestirmeden söyleyeyim:
“Galiptir bu yolda mağlup” deyişine uygun bir ruh hali içindeydi.
Başörtüsü odağında debelenilen laik-antilaik tartışmasını, “ne olacak bu CHP’nin hali” sorunsalını, “Türkiye’de muhalefet eksikliği var, bunlar gelirse yönetemez” yaftasını sırtından atmış gibi rahattı.
Biz, 21 Mayıs’ta açıklayacağı sürprizin ne olduğunu ısrarla sorarken, CHP’yi bu kez vaatleriyle ve sürprizleriyle gündemde tutmanın tadını çıkarıyordu.
“Sürpriz toto”da başarılı olamadık. Öğrenebildiğimiz sadece yeni, bomba bir ekonomik vaadin yolda olduğuydu.
Ayrıca, sürpriz reklam filmlerinin de eli kulağındaymış.
“Meydanlarda en çok neye karşılık buluyorsunuz” diye sorduğumuzda, “Emekliye iki ikramiye sözümüz çok ilgi çekiyor. Hortumları keseceğim’ deyince de coşmayan meydan yok” yanıtını verdi Kılıçdaroğlu.
Kampanyasını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın meydan konuşmalarını dikkate almadan sürdürdüğünü belirtirken, “Emin olun doğrudan vatandaşın sorunları neyse gidip onu anlatıyorum. Onlar beni bir kısır polemik içine çekmek istiyorlar. Erdoğan, ‘Ona CHP’nin lideri demeyin, CHP’nin Genel Başkanı O’ diyor. Genel müdürlükten terfi ettik böylece. Ama dikkate almıyorum, kısır tartışmaya girmiyorum” ifadelerini kullandı.
Başka bir kampanya tüyosunu daha gazetecilere anlatacak kadar rahattı:
“Bu aşamada yolsuzluk hikayelerini kullanmak bize yarar getirmez. Anadolu’da vatandaşa baktığınız zaman adamın o kadar çok derdi var ki; ne yolsuzluk ne demokrasi. Onun derdi, ‘akşam eve nasıl gideceğim.’ CHP iktidarında işsizler kahvesi, işçi pazarı olmayacak. Bizim temel sloganımız üreten Türkiye’dir. Batık kredilerde artış var. AKP’nin kalesi olan bütün yerlerde yüzde 48-50 civarında bir artış. Buna Şırnak, Bitlis dahil.”
AK Parti meydanlarına hakim olan dini referanslı konuşmaları ise, “Vatandaş ekonomik olarak geriye gidiyorsa, borç batağına giriyorsa hiçbir unsur onu etkilemez. Birilerini cezalandırma ihtiyacı hisseder. Tabloyu göreceğiz, böyle bir tablo olacak” diye yorumladı.
Seçimde son düzlüğe yaklaştık.
Tablo, Kılıçdaroğlu’nun öngördüğü gibi değişecek mi göreceğiz.

Milliyet