Bahçeli’nin, daha iki yıla yakın bir süre olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “Adayımız Erdoğan” anlamına gelen açıklamasının dumanı tütmeye devam ediyordu ve bu durum, konuştuğum kişi nezdinde biraz şaşkınlık ama daha çok memnuniyetle karşılanmıştı.

Ne olacak? Bundan sonra neler göreceğiz.. diye sorular sordum.

İttifak meseleleri, Bahçeli son siyasi bombaları patlatmadan çok önce partinin yetkili organlarında da görüşülmüş; şöyle özetleyebileceğim bir hava oluşmuştu:

* Öncelik, yerel seçimlerle ilgili yasal düzenlemelere verilecek. Bu konuda daha çok teknik düzeyde birtakım çalışmalar yapılacak.

* Yerel seçimlerde de MHP ile ittifak mümkün mü? Evet, ama AK Parti yönetiminde yapılan toplantılarda, belediye başkanlığı seçimlerinde ittifakın diğer iki seçimlerdeki kadar lüzumlu ve sonuç getirici olmadığı yönünde bir görüş belirginlik kazanmış.

*Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için ittifak çalışmalarında ise acele edilmeyecek.  Belki de yerel seçimler bittikten sonra ittifak çalışmaları somutlaştırılacak.

* Acele edilmemesinin nedeni, böyle bir ittifakın getirisi veya götürüsünün ne olacağı konusundaki kuşkulardan çok, siyasi bir strateji ile ilgili.

* Karşı taraftaki ittifakın olgunlaşmasını bekleme, fikri öne çıkmış durumda. Ortak motivasyonları Erdoğan’ı devirmek olan ve şimdiden biribirine aşık atmaya başlayan CHP/HDP/İYİ PARTİ üçlüsünün bu işi ete kemiğe büründürmesinden sonra, AK Parti/MHP ittifakını topluma anlatmanın daha kolay olacağı.. hesap ediliyor.

ERDOĞAN BAHÇELİ ZİRVESİ BU KARARLARI DEĞİŞTİREBİLİR

Aldığım bu bilgileri sıralıyorum; ama, hesapları sil baştan gözden geçirmeyi gerektirecek iki yeni durumla karşı karşıya olduğumuzu da eklemeliyim.

Birinci yeni durum: Bahçeli’nin 2019 seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını, kendisinin de aday olmayacağını, aday olması halinde de Erdoğan’a destek vereceklerini açıklaması.

Boş kaleye gol atması için kendisine atılan pası, Erdoğan gibi bir golcünün auta göndermesini bekleyemeyiz.

Ak Parti karar organlarında ittifak konusunda ortaya çıkan eğilimi değiştirebilecek ikinci faktör, bugün yapılacak Erdoğan-Bahçeli zirvesinde alınması muhtemel kararlar.

Bu zirveden, hiç beklemeden seçim yasasını değiştirip ittifak alternatiflerini somutlaştırma kararı da çıkabilir, yerel seçimlere ortak adaylarla gitme mutabakatı da.

Haber bültenlerine canlı bağlanan muhabirlerin sık sık dediği gibi: “Bekleyip göreceğiz.”

BİR TARAFTA AK PARTİ-MHP-BBP…

Anlaşılan 2018’in siyaset gündemini bu ittifaklar meselesi belirleyecek.

Neler olacağı da aşağı yukarı belli olmuş durumda.

AK Parti MHP blokuna, BBP’nin de eklemleneceğini öngörebiliriz.

Bunu nereden mi çıkarıyorum?

Genel Başkanları Mustafa Destici’nin son haftalarda Erdoğan’la iki kere görüşmesinden...

Dolayısıyla, beri tarafta Erdoğan’ın adaylığına destek mutabakatıyla üçlü bir ortaklığın kendini gösterdiği söylenebilir.

ÖBÜR TARAFTA CHP-HDP-İYİ PARTİ

Diğer tarafta da neler olup bittiğini biliyoruz.

CHP ile HDP arasında adı koyulmamış bir yakınlaşma iklimi zaten mevcuttu.

Kılıçdaroğlu’nun CHP içindeki ulusalcıları kızdırma pahasına, terörle mücadele sürecini ‘yok hükmünde’ sayan bir ‘söylemsizlik tutumu’sergilemesi, hatta yer yer Sezgin Tanrıkulu üzerinden bu süreci eleştiren bir pozisyonda durması, Erdoğan’ı devirmek için HDP’ye muhtaç olduğunu düşünmesi dışında bir şeyle açıklanamaz.

Kılıçdaroğlu, muhtemelen, ulusalcı taban üzerindeki Erdoğan karşıtlığının HDP’ye duyulan öfkeyi tolere edeceğini düşünüyor.

Eh, Meral Akşener de geçenlerde aralarında bulunduğum gazeteci topluluğuna açıklamıştı zaten:

“Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda CHP’nin adayı daha fazla oy alırsa, ikinci turda CHP’nin adayını destekleyeceğiz” diye.

Esamisi okunabilen partiler içinde bir tek Saadet Partisi’nin ne yapacağı şimdilik meçhul.

Onun dışında 2019 seçimleri ve ittifaklar/ortaklıklar bahsinin temel parametrelerinde belirsizliğini koruyan bir soru işareti kalmamış gibi görünüyor.

Yenişafak
10 ocak 2018