Terör saldırıları algı amaçlı şiddet eylemleridir ama insanlar genellikle bu eylemlerin sadece şiddet kısmını görür ve saldırının tamamını bundan ibaret zannederler. Terörün sivil halkı hedef almasının sebebi de teröristlerin katlettikleri insanlara olan düşmanlıkları değil, oluşturmaya çalıştıkları algıya zemin hazırlama isteğidir. Terörün hedefinin kim veya ne olduğunu da terör saldırılarının hemen ardından eleştirilerin yöneldiği tarafa bakarak anlayabilirsiniz. Teröristlerle beraber çalışan gazetecileri, sanatçılar ve siyasetçileri ise terörü değil de devleti hedef alan demeçlerinden fark edebilirsiniz.

Ülkemiz son üç yıldır yoğun bir saldırı altında. Kontrollerinden çıkan ülkemizi tekrar kontrol altına almayı başaramayan küresel güçler, halk ayaklanmalarıyla ve terör eylemleriyle mevcut devletimizi yıkmak ve hükmedecekleri yeni bir devlet kurmak için ülkemize saldırıyorlar. Bu saldırıda kullandıkları ana unsurlar ise pkk daeş fetö hdp ve chp'dir. Pkk ve daeş'in kan dökerek oluşturdukları trajik ortamı önce kaos ortamına sonra da devlet düşmanlığına çevirme işini hdp ve chp üstleniyor, aralarındaki organizasyonu da fetö yapıyor. İşte bu yüzden her kanlı saldırının hemen ardından yazılı, görsel ve sosyal medyada bu zihniyetlerin mensuplarını terörü kınarken değil de devleti karalarken görüyorsunuz. Batıda bir ülkede terör eylemi olduğu zaman o ülkelere duydukları sevgiden dolayı insan rolü yaparak teröre ve teröristlere lanet okuyanlar, benzer bir saldırı ülkemizde olunca birden bire asıl kişiliklerine rücu ediyor, devletimizi ve devletine sahip çıkan milletimizi suçlamaya başlıyorlar. Batıdaki terör saldırılarında insana saygı gereği ölü ve yaralı görüntülerini paylaşmayanlar, ülkemizde bir saldırı olunca belki halk galeyana gelir, sokaklara dökülür, infial falan olur ya da en azından ülke küçük düşer umuduyla ölü ve yaralı görüntüsü paylaşma yarışına giriyorlar hatta fotoğraf bulamayanlar başka ülkelerdeki terör saldırılarının fotoğraflarını Türkiye'deki saldırının görüntüleriymiş gibi paylaşıyorlar; çünkü onlar için Türkiye bir vatan değildir. Onlar için Türkiye, yönetimi küresel güçlerin elinde olduğu sürece kendilerinin ayrıcalıklı olabileceği herhangi bir ülkedir. Özgür bir Türkiye ayrıcalıklarını kaybetmeleri anlamına gelir. İşte bu yüzden Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorlar, Akparti'yi sevmiyorlar, bizi sevmiyorlar, karşımıza çıkan kim olursa olsun onu destekliyorlar. Amaçları halkı canından bezdirip bizi pes ettirerek yönetimi onlara bırakmamızı sağlamak ve maalesef bu mücadelelerini çok uzun süre devam ettirecek güce sahipler. Bugün bile devletimizin yarısı, medyamızın ise yarısından çoğu hala onların kontrolünde. Ellerindeki bu güçle devletimizi örgütlerinin silahlı eylemlerine karşı, milletimizi de medyalarının algı yönetimlerine karşı savunmasız yakalayabiliyorlar. Biz ise bunlara karşı hala yapmamız gerekenleri yapabiliyor sayılmayız. Silahlı mücadele ne kadar iyi verilirse verilsin terörün son bulması halkın teröre karşı vereceği doğru tepkilere bağlıdır, halkın doğru tepkiler verebilmesi de yazılı görsel ve sosyal medya aracılığıyla bilinçlendirilmesi ve doğru yönlendirilmesine bağlıdır ama maalesef ne ülke yanlısı medya yöneticilerimiz ne de devletimiz bunun önemini yeterince fark edebilmiş görünmüyorlar. Farkında olan ve mücadele etmeye çalışan bir avuç insan da ihtiyacı olan desteği göremediği için yeteri kadar faydalı olamıyor, bu da iyi organize olmuş azgın azınlığın başı boş kalmış üzgün çoğunluğa baskın gelmesine sebep oluyor ve terörü kısmen de olsa amacına ulaştırıyor. Bu sonuç terörden beslenenlerin kendileri lehine daha iyi sonuçlar alabilmek için umutlanmasına, bu umut da yeni eylemlere kapı aralıyor. Bu durumu değiştirip milletin doğru tepkiler vermesini sağlayamazsak küresel güçler nihai amaçlarına ulaşana kadar devam edecek bir terör sürecine maruz kalacağız.