SİYASET

Ekrem Kızıltaş : Kırk fırın ekmek de yetmez!

Tarih
01 Haziran 2016
İzlenme
1165 Kişi

'Zulüm 1453'te başladı' diyenlerin İstanbul'un fethedilmesinin öcünü almaya çalışanların uzantıları oldukları malum. Ancak İstanbul'un Fethi gibi çağ açıp çağ kapatan muhteşem bir olayı, "İki dandik takayı Haliç'in uysal sularından geçirip, topu topu Avcılar kadar bir üvey kasabayı gasp etmek" şeklinde değerlendiren Mustafa Altıoklar'ın 'cıvıldamasını' nasıl izah etmek gerekir, bilinmez.
Haliç'in 'uysal sularından' geçirilen Çektiriler, karadan Dolmabahçe ve Kasımpaşa üzerinden oraya indirilmişti.
Bunu bilmezden gelen Altıoklar, Haliç'in girişine çekilen zincirleri de kolye zinciri sanıyor olmalı.
Konstantinopolis'in o devir için önemini bilmeyenlerin orayı fethetmenin ne manaya geldiğini bilmelerini beklemek abes. "Şehirde kardinal külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim" diyen Bizans yöneticilerinin ne demek istediklerini de anlamazlar zahir. Bunun için öncelikle fethetmenin 'açmak' demek olduğunu öğrenmeleri ve sonrasında Osmanlı'nın fetih ve yönetim anlayışının kodlarını çözmeleri gerek. Ancak bütün bunları yapabilmeleri için kırk fırın ekmek yemeleri bile yetmez galiba…

Batıranların torunları…
Mustafa Altıoklar nam kişinin Fetih'le alakalı bilgisinin sığlığı, yakın dönem tarihi için de geçerli.
O ve benzerlerinin fikri açıdan dedeleri sayılabilecek zevatın basiretsizliği sebebiyle batmıştı Osmanlı. İstanbul'un haçlılara teslimi ile Altıoklar'ın 'Ecdad-ı Osman' dediği 'Evlad-ı Osman'ın herhangi bir alakası yok yani. Netice olarak, Birinci Cihan Savaşı'na girişimizden başlayarak İstanbul'un geçici işgali ve kurtuluşu ile ilgili sürecin nasıl yaşandığını bir kez daha okumalı Altıoklar. Tabij ki dikkatlice… Bu ve benzeri, asıllarını inkar eden ya da o asılla hiç alakaları olmayan parazitlerden sadır olan sözlere, maruz kalmak, üzücü. Hele de şimdiye kadar gerçekleştirilmiş en muhteşem 29 Mayıs Kutlamalarının ardından...
Ama, üzücü olduğu kadar uyandırıcı tarafı da var bu işin. Malum 'su uyur, düşman uyumaz.
Sanatçı ve benzeri birtakım sıfatlar ardında saklanıp, bu ülkede yaşayan insanların değerlerine saldırmak suretiyle prim yaptıklarını zannedenler saçmaladıkça saçmalıyorlar. Altıoklar'ın 'cıvıldama'dan daha çok 'gaklama'yı andıran mesajı sonrası Google'ye girip mesela 'Ecdad-ı Osman' tabirini araştırıp, Altıoklar'ın cehaletine gülen çok olmuştur muhakkak. Tabii ki fethin önemini ve Haliç'in durgun sularına gemilerin nasıl indirildiğini araştıranların sayısı da epey fazladır. Özellikle cahilce saldırıların insanımızın merakını kamçıladığını biliyoruz çünkü.
Ne demişti rahmetli Üstad Necip Fazıl Kısakürek:
"Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!.."

Muhteşem 29 Mayıs…
'Yeniden Diriliş, Yeniden Yükseliş' temasıyla önceki gün İstanbul Yenikapı'da gerçekleştirilen İstanbul'un Fethi'nin 653. Yıldönümü Kutlamaları, altını çizerek söylemek gerekir ki şimdiye kadar benzeri görülmedik şekilde muhteşemdi.
Vaktiyle devletin adeta yok saydığı fetih kutlamalarının Şimdi Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde ve devlet kuruluşları tarafından yapılıyor olması başlı başına bir güzellik. Tabii ki kutlamaların anlamına yakışır bir şekilde katılan ve izleyen herkesi hayran bırakabilecek şekilde yapılması, bambaşka bir husus.
İstanbul büyükşehir Belediyesi'ni, İstanbul Valiliği'ni ve tabii o muhteşem etkinlikte katkısı olan herkesi gönülden tebrik ediyorum...


Takvim
31 Mayıs 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER