DÜNYA

Cem Küçük : Graham Fuller cemaati aklıyor!

Tarih
10 Eylül 2014
İzlenme
1741 Kişi
10 Eylül 2014...Graham Fuller CIA'in eski üst düzey yöneticilerinden biri. Kendisinin Profil Yayınları'ndan kitaplarını yayınladığımızda kafa yapısını az çok anladığımı düşünüyorum. Fuller aynı zamanda CIA'e rapor hazırlayan RAND Corporation'un kurucularından biri. Artık eskisi gibi aktif değil. Kanada'da her kritik istihbaratçı gibi inzivaya çekilmiş durumda. Ne yazık ki son günlerde özellikle Türk medyasına verdiği demeçler problemli.
Ortadoğu'yu ve bulunduğumuz coğrafyayı iyi tanıyan Fuller'in bir uzmanlığı da Gülen Cemaati. 'Yeni Türkiye Cumhuriyeti' kitabında referans verdiği isimlerin hemen hepsi cemaat mensuplarıydı. Cemaate yakın akademisyenlerin verdiği bilgi notlarını bire bir kitabına koyan Fuller Yeni Türkiye'nin cemaatle birlikte şekilleneceğinin altını çiziyordu. Belki 2007 yılı için bu geçerliydi ama şu an geldiğimiz nokta itibariyle durumun ne kadar farklı olduğunu cümle alem biliyor.
Geçenlerde radikal.com.tr'ye konuşan Graham Fuller Türkiye'nin cemaat sorunundan dış politikaya kadar her alanda bazı açıklamalar yaptı. Dış politika alanında söyledikleri de tartışılmalı ama benim bu yazıda ele alacağım iç politika ve Gülen Cemaati'yle ilgili söyledikleri. Dinlemeyle ilgili kendisine sorulan soruya şöyle cevap veriyor: 'Bu kadar yaygın bir dinleme ağı ancak polisin kapasitesindedir. Türkiye'yi yakından tanıyan herkes de bilir ki polis yıllardır siyasetçileri dinler. Zaman zaman bu tapeler sızar, zaman zaman şantaj için kullanılır. Bunların hiç biri yeni değil.'
Valla polis yıllardır siyasetçileri durduk yere niye dinler anlamış değilim. Polisin görevi suç varsa, mahkemeden karar çıkartıp dinlemektir. Yani Başbakan, bakanlar dahil polis eskiden beri herkesi dinliyorsa vay halimize. Tabii söyleşiyi yapan zat konuları bilmediği için polisin hangi gerekçeyle siyasetçileri yıllardır dinlediğini sormuyor.
Devam edelim Fuller'in açıklamalarına: 'Hizmet'in 15 yıl önce olmayan gücünün bugün polis aracılığıyla var olduğunu söylemek mümkün. Kemalist vesayetçilik altında yıllarca polis içinde dışlanmış olduğunu hesaba katarsak, Ergenekon soruşturmasını bazı kimselere karşı fazla ileri götürmüş olabileceklerini düşünebi- liriz. Bu tip güç istismarları mutlaka araştırılıp gün ışığına çıkarılmalı. Fakat bana göre Ergenekon davası birçok karanlık derin devlet ilişkisini ortaya çıkarmış ve bu sayede ordu siyasi arenadan çekilmiştir. Ki bu AB üyeliği için anahtar bir gereklilikti.' Ne yani, cemaat yıllarca devletten dışlandı diye Ergenekon ve diğer davalarda ileriye gitmesi normal mi? AB üyeliği için askeri vesayetin geriletilmesi elzemdi ama askerin yıllarca etkin olmasında ABD ve onun istihbarat ve askeri kurumu Pentagon'un etkisi çok fazlaydı. Acaba Fuller Ergenekon operasyonlarında cemaate bu işi ısmarlayanın Batı mı olduğunu söylemek istiyor? Çok emin değilim ama bu konudaki açıklaması çok manidar.
Graham Fuller'in duvara tosladığı ya da meseleyi gözardı ettiği bir yer var. Fuller diyor ki: 'İki dindar eğilimin siyaset ve siyaset etme yöntemleriyle ilgili farklı fikirleri var ve bunları çarpıştırmaları dünyadaki siyasal İslam akımları için de kıymetli referanslar sağlayacaktır. Solcular, liberaller nasıl fikirleri çarpıştırıyorsa farklı dindar akımlar da bunu yapmalı.'
'Erdoğan'ın ve bakanların hakkındaki yolsuzluk iddialarının araştırılmasını engeller tutumu da hukuk devleti açısından tehlikeli bir yöne sürüklüyor ülkeyi.'
Fuller resmen çarpıtıyor. Ne demek iki dindar eğilim? Biri seçilmiş meşru hükümet, diğeri bürokrasi içinde örgütlenmiş bir illegal yapı. Emirleri amirinden değil imamlardan, abilerinden alan bir çete gerçeği. Erdoğan'ın telefonları yasadışı olarak dinlendi. Üstelik kriptolu telefonları. Söyleşiyi yapan şunu soramıyor: 'ABD'de Başkan'ın telefonları, hem de kriptolu olanlar, dinlense devletin tavrı ne olurdu?' Fuller gibi CIA'de üst makamlarda görev yapmış biri algı operasyonu yapmıyorsa, neyin peşinde o zaman? Bradley Manning'in başına gelenleri neyle izah edeceğiz? Milli güvenlik sorunu haline gelmiş biri yapıyı kimse görmezden gelemez.
İş Gülen'in iadesine gelince bakın ne diyor Fuller? 'Prensipte ABD hiç bir tür İslami örgütü sevmez biliyorsunuz. Fakat gerçek dünyada sevmedikleriniz arasından bir tercih yapmanız gerekebilir. İşte o durumlarda Gülen cemaati ABD için tercih edilebilir niteliktedir. Washington'un görece olarak pozitif bir bakışı vardır diyebiliriz. Türkiye'yi tanıyan herkes Gülen cemaatini terörist örgüt olarak sunmanın absürt olduğunu bilir. ABD'yi biraz tanıyan herkes de ortada somut suçlayıcı delil yokken, bir ülke istiyor diye ülkesinde olan birini teslim etmeyeceğini bilir.'
Hayda. El-Kaide ABD'nin milli güvenliğine tehdit. IŞİD tehdit. Gülen Cemaati de Milli Güvenlik Kurulu kararıyla Türkiye'nin iç ve dış tehdidi olarak kabul edilmiş. Peki Fuller ne yapmaya çalışıyor? Cevabı basit. Fuller, Fethullah Gülen'e ABD vizesi konusunda referans olan isimlerden biri. CIA ve ABD Dış İşleri Bakanlığı'nda farklı fraksiyon ve görüşler olduğu muhakkak. Fuller yarın bir gün Gülen iade edi- lirse kendisinin de sıkıntıya gireceğini biliyor. ABD'nin çıkarları gerektirdiğinde herkesi kapının önüne koyacağından da emin. Ama başka meseleler de var. O da bir sonraki yazıya.
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER