İstinaf Mahkemesi Kaftancıoğlu hakkında, ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’, ‘kamu görevlisine alenen hakaret etmek’, ‘Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret etmek’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak’, ‘Halkı din ve düşmanlığa alenen tahrik etmek’ suçlarından toplamda 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası kararını onayladı. Son yargı mercii Yargıtay. Kararın ardından Kaftancıoğlu, kişisel Twitter hesabından yaptığı manidar paylaşımda 1 yıl önce bugün, İstanbul seçimlerini kazandıklarını hatırlattı. Kaftancıoğlu yaptığı manidar paylaşımda seçimi kazandıklarının sene-i devriyesinde bu hapis cezasının verilmesini herhalde kasıtlı buluyor. 1 gün önce 1 gün sonra ne farkeder diyemeyeceğim. Bu bir sopa ikazı. Başka suçlara karışmış ilişkide olduğu bazı kişiler ile ilgili operasyonların devam edeceğinin işaretlerini taşıyor olabilir zannımca. Olmayabilir de. Ancak bu konuda kaleme aldığım 29 Mayıs 2017 tarihli yazımda ‘’ 15 Temmuz Darbe soruşturma raporu neden 27 Mayıs 2017 tarihinde açıklandı” başlıklı yazımda bu konuyu şöyle açıklamıştım: ‘’Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek, 15 Temmuz soruşturmasının ana detaylarını geçen hafta 27 Mayıs’ta kamuoyu ile paylaştı. İlginç ve müspet bir tarihte, devlet aklının bir ürünü olarak yapılan açıklamalar, darbelerin anası olarak nitelenen 27 Mayıs 1960 darbesinin 57’nci yılına özellikle denk getirilmişti. Bu tarih asla rastlantı değildi. Zira 15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan ve Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen çatı iddianamesinde darbeci hainlerin 27 Mayıs darbesini örnek aldıkları tespit edilmişti. Burada verilen mesaj 27 Mayıs’ta darbeciler Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanını asarak şehit etmişlerdi. Başkan Erdoğan’ı da ailesiyle beraber şehit etmek isteyen vatan hainlerini hukuken çok kötü günler bekliyordu.’’ Aynı durum genelde Kaftancıoğlunu da bekliyor olabilir. Zira dava genelde devletini ve vatanını sevmeyen, ülkesi aleyhine her suçu işleyebilecek tıynette kişilerin yargılandığı İstanbul 37’nci ve 27’nci Ağır Ceza Mahkemelerinde görüldü.
Bu heyet, Selahattin Demirtaş, Çağdaş Hukukçular Derneği davalarına da baktı. İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Gazetesi Davası’nda ‘’Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, ‘sanıkların suça iştiraklerinin olmadığı, eylemlerinin basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dosya içerisinde mahkumiyetlerine yeterli delil olmadığı, haklarında beraat kararı verilmesi gerektiği’ şeklindeki tespitine katılmak mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Direnme kararına, sanık gazetecilerin suç işlediklerine dair “vicdani kanaat hasıl olduğunu” gerekçe gösteren mahkeme, “Muhalif görüntüsü ile PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yıllara yayılır şekilde haberler yaptıkları konusunda tam bir vicdanı kanaat hasıl olmuştur” ifadelerine yer vermesi ülke güvenliğinin bu dönemde çok ön planda yer aldığına işaret ediyor!!!
KAFTANCIOĞLU DAVASININ MÜDAHİL AVUKATINI KELEŞ MERMİSİYLE KİM TEHDİT ETTİ?
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.