SİYASET

Aydın Ünal : MHP-PKK ittifakı Zor ama imkansız değil

Tarih
15 Nisan 2016
İzlenme
1588 Kişi

Yazının başlığına bakıp “yok artık!” dediğinizi duyar gibiyim. MHP ile PKK'nın kolkola girmesi, artıyla eksinin, ateşle suyun, Fetullahçılar'la Filistin'in kucaklaşması kadar imkansız geliyor kulağa değil mi?

Şu son 3 yılda, Türkiye'de siyasetin ve ideolojilerin nasıl altüst oluşlar yaşadığını, fikirlerin nasıl dönüşler yaşadığını hatırlatırsak, bir MHP-PKK ittifakının nasıl muhtemel ve mümkün olduğu net olarak görülecektir.

Recep Tayyip Erdoğan, sadece sessiz devrimler gerçekleştirmedi; samimi, dürüst, ama en önemlisi de cesur politikalarıyla, maskelerin düşmesini, takkelerin uçmasını, gerçek yüzlerin ortaya çıkmasını, diller ve gönüller arasındaki ayrımların itiraf edilmesini sağladı. Bunu da sadece ulusal zeminde yapmadı; “demokrasi” diyenlerin maskesini Mısır'da, “insan hakları” diyenlerin maskesini Gazze'de, “barış” diyenlerin maskesini “Dünya 5'ten Büyüktür” diyerek Suriye'de çekti ve aldı.

AK Parti'nin “Hayaldi, Gerçek Oldu” sloganı artık Türkiye'deki büyük fiziki dönüşüm kadar, siyaset, fikir ve ideolojilerdeki imkansız görünen ittifak ve altüst oluşları da kapsıyor.

Hatırlayalım...

Kim derdi ki, Mustafa Kemal'in posteriyle Abdullah Öcalan'ın posteri yan yana gelecek? Gezi olaylarında bunu gördük.

Kim derdi ki, Fetullah Gülen, Türkiye solunu parmağında oynatacak? Bunu da gördük.

Gezi olayları esnasında, yarım milyonu aşkın takipçili TheRedHack Twitter hesabının Fetullahçı polisler tarafından yönetildiğini; yılların sağlam solcusu Birikim Dergisi'nin Fetullahçı kesildiğini, Türk Solu Dergisi'nin Fetullah tarafından satın alındığını gördük.

Kim derdi ki, “Beceremediniz artık bırakın” ihanetine maruz kalan merhum Erbakan'ın Saadet Partisi Fetullah'a sahip çıkacak, Esed denilen zalimin kapısına gidecek? Bunu da gördük.

Kim derdi ki, Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti CHP, onun resimlerini indirmeyi tartışacak, bölücü örgüt PKK ile aynı dili kullanacak, Hakkari'ye gidip Türk bayraklarını saklayacak, teröristlerin cenazelerinde ağlayacak, teröre kol kanat gerecek? Bunu da gördük.

Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden CHP'nin, yıllarca en ağır hakaretleri ettiği Fetullah Gülen'in partisi haline dönüştüğünü; “Mollalar İran'a” sloganı atan CHP'nin, “İran'la Türkiye savaşırsa İran'ın yanında olurum” diyen ajanları vekil yaptığını, PM üyesi yaptığını da gördük.

Ya Cumhuriyet Gazetesi? Kim derdi ki laikliğin, çağdaşlığın, ilericiliğin, bilimin yılmaz ve sarsılmaz kalesi Cumhuriyet Gazetesi Fetullah Gülen'in broşürü olacak? Bunu da gördük.

Şakirtlerin PKK ile işbirliği yapacağını, PKK'lıların “Altın Neslin” evlerinde saklanacağını, Tesbihat ve Cevşen okumalarından sonra HDP'ye oy telkini yapılacağını, devletten istihbarat saklanacağını, yüzlerce şehidin kanında FETÖ'nün parmağının olacağını söyleselerdi kim inanırdı? Bunu da gördük.

Adnan Menderes'in mirasıyla semiren Nazlı Ilıcak'ın HDP'yi; Cemil Bayık'ın CHP'yi; merhum Muhsin Başkan'ın partisi BBP'nin Esed'i savunacağını; Cengiz Çandar'ın TSK'yı darbeye davet edeceğini, Ahmet Altan'ın darbeye özlem duyacağını söyleseler kim ihtimal verirdi? Bunu da yaşadık.

Kürtçe konuştuğu için Ahmet Kaya'ya “Vay Şerefsiz” manşeti atan Aydın Doğan medyasının gün gelip HDP'ye oy isteyeceğini, Yasin Börü'nün eli kanlı katiline ekranlarda saz çaldırarak sempatik göstereceğini söyleseler, kim inanırdı? Bunu da gördük.

Kapitalistlerin solcu, solcuların faşist, faşistlerin Fetullahçı, Fetullahçılar'ın Siyonist olduğunu; Deniz Gezmiş'lerin, Mahir Çayan'ların, Ertuğrul Kürkçü'lerin Şakirt maklubelerine kuşbaşı gibi doğrandığını gördük.

Faili meçhullerin ardından PKK'nın, FETÖ'nün, Ergenekon'un çıktığını; PKK'nın Kürtçü değil uyuşturucu taciri olduğunu, Selahattin Demirtaş'ın Cuma namazı kıldığını, hatta Kemal Kılıçdaroğlu'nun dahi Genel Başkan olabildiğini gördük.

Hayal dahi olmayan nice ittifakın, nice yol arkadaşlığının, nice işbirliğinin gerçeğe dönüştüğünü hep birlikte gördük, yaşadık.

Şimdi tekrar soralım: Bir MHP-PKK ittifakı zor mu? Hayal mi? İmkansız mı?

Bir MHP-PKK ittifakı bal gibi de mümkün. Medya ve mahkemeler zaten alt yapıyı oluşturdular. Bu ittifakın önünde şimdilik tek engel, nihayet oyunu gören ve cesaretle oyunu bozmaya çalışan Genel Başkan Devlet Bahçeli.

Eğer Devlet Bahçeli, MHP'nin liderliğinden böyle bir operasyonla giderse, imkansızın mümkün olduğunu, MHP ile PKK'nın aynı hizada buluştuğunu göreceğiz.

Şimdi diyeceksiniz ki, “senin de MHP'yi, Devlet Bahçeli'yi savunduğunu gördük”.

Hayır. Ben MHP ya da Devlet Bahçeli'yi savunmuyorum; dürüst, temiz, bağımsız ve vesayetsiz siyaseti savunuyorum. Zaten bunun için, asırlardır Elif gibi dimdik duran, ilkeli bir hareketin içinde, AK Parti'de siyaset yapıyorum.

Allah, hasmımı, rakibimi bile FETÖ'nün şerrinden korusun. Amin...

Yenişafak
15 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER