16 Mart 2015

Memleket gündemi o kadar hızlı değişiyor ki, Hakan Fidan’ın Ak Parti milletvekili adaylığını geri çekmesinin üzerinden henüz sadece bir hafta geçmiş olmasına karşın, konu çoktan tüketildi ve kapandı.

Ama üzerinde biraz daha durmak lazım... Eğer parlamentoya girebilseydi, Hakan Fidan muhtemelen dışişleri bakanı olacaktı. 2003-2007 dönemindeki Abdullah Gül gibi, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak, hem çözüm süreci, hem de dışişlerine göz kulak olabilecek, adeta kabinedeki ikinci isim olacaktı.
Ancak, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu “güçlü kabine” arzusu, malum, Cumhurbaşkanı engeline takıldı. Peki, şimdi merak ediyorum; Haziran seçimlerinde Ak Parti’nin yine iktidara gelmesi durumunda, dış politika kime emanet edilecek?
Bu, sıradan bir makam değil. Türkiye açısından, dış politikada ciddi sıkışma yaşandığı tarihi bir süreçten geçiyoruz. ABD ve AB’yle ilişkiler sorunlu; Ankara’nın desteklediği Müslüman Kardeşler projesi Mısır darbesiyle çökmüş durumda; Suriye’de Esad da iç savaş da kalıcı; Irak ve Lübnan’da mezhep kavgası bizi denklemin dışına itmiş durumda.
Herkesin kabul ettiği gibi; ciddi bir “restorasyon” ihtiyacı var. Peki, Ak Parti yeniden iktidara gelirse, bu işin patronu kim olacak?
Malum, mevcut Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 3. dönem kuralı yüzünden yeniden aday değil. AB Bakanı Volkan Bozkır ise, muhtemelen bu görevini yeni kabinede de sürdürmek durumunda kalacak çünkü yerine konacak ikinci bir AB uzmanı yok. Ali Babacan’ın kısa ancak başarılı bir dışişleri bakanlığı dönemi oldu ancak o da 3 dönem kuralına takılanlardan.
Devam...
Uzun süredir Türk dış politikasına hakim bir konumda olan Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Ak Partili değil. Haliyle kulislerden böyle bir görev yerine önümüzdeki dönemde Washington büyükelçisi olması ihtimali konuşuluyor. Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen ve
yıllarca asistanlığını yapan Ali Sarıkaya, milletvekili adayı olsa da henüz parti içinde güçlü ve bağımsız bir kimliğe sahip değil; bu yüzden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan vize alması zor olabilir.
Adı geçen diğer isimlerden eski Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, kuvvetli bir akademik background’a sahip ancak, nasıl desem... Dışişleri camiası ve genel anlamda Türk dış politikasının öncelikleri açısından fazla “İslamcı” kaçabilir.
Akla gelebilecek diğer isimlerden İbrahim Kalın, Hakan Fidan’la birlikte yıllardır Erdoğan’ın dış politika danışmanlığını yaptı. Hâlihazırda da Cumhurbaşkanlığı sözcüsü. Ancak Kalın milletvekili aday adayı değil; zaten bugün olmaya kalksa muhtemelen Hakan Fidan’ınkine benzer bir tecrübe yaşayacaktır.
Bir de şu var: Önümüzdeki dönemde, Ak Parti’nin 400 milletvekili alması ya da Başkanlık Sistemine geçmesi ihtimal dahilinde gözükmüyor. Haliyle, ciddi ciddi mevcut parlamenter sistem içinde nasıl bir kabine kurulacağına, özellikle de ekonomi ve dış politikanın rotasının kime devredileceğine kafa yormak lazım. Kısaca “restorasyon” kabinesi şimdiden tasarlamak lazım...
Gel gör ki, sağdan sola, soldan sağa baktığımda, Hakan Fidan’ın içinde olmadığı bir denklemde Ak Parti’de dışişleri için kuvvetli bir aday bulamıyorum. Hem de en fazla ihtiyaç duyduğumuz dönemde...

Milliyet