Ülkücülükten türkücülüğe transfer olan Meral Akşener, konuştukça batıyor.

Battıkça sinirleniyor.

Sinirlendikçe daha vahim hatalar yapıyor.

Durumu kurtarmak için attığı her adım, kendi aleyhine dönüyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için sarfettiği küstahça sözler sonrasında, bir özür ile, kısmen de olsa durumu kurtarmaya çalışacağına..

“Ezan saati iftira ediyorsunuz. Sizi Allah’a havale ediyorum” diye söze başlıyor..

“Megri megri’yi ben mi söyledim? Osman Öcalan’ın mektubunu ben mi okuttum? Hadi oradan” diye devam ediyor..

Ah Meral Abla, ah.. Keşke Megri megri’yi okusaydın..

Keşke, “silahları bırakın” diyenlerin mektubunu okutsaydın..

Keşke Kandil’de hâlâ, asker şehit edilmesi talimatlarını verenlerle değil de, eski yıllarda kendisi de o talimatı vermiş olsa da şimdi “Pişmanım. PKK’lılara çağrı yapıyorum. Silahı bırakın, Devlete kurşun sıkmayın” diyenleri tercih etseydin..

“Megri megri’yi ben mi söyledim”miş..

Ne ki, “Megri megri”?

Bilmeyen de, anlamının “Selahattin Demirtaş ile kahvaltıya oturma hazırlığı” olduğunu sanacak.

Bilmeyenler de, “PKK’lı gerillanın cenazesine katılmayan milletvekiline disiplin soruşturması açarım” demek sanacak..

Bilmeyen de, “Daha durun. Daha durun, Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” anlamına geldiğini sanacak..

Bilmeyenler, “Mergi megri”nin anlamının, “HDP’ye bir-iki bakanlık teklif edilmesi gerektiği” olduğunu sanacak..

Bilmeyenler, “HDP ile ittifak kurup, büyükşehirlerde aynı adaya oy vermek” olduğunu sanacak..

“Megri megri”nin anlamını söyleyelim..

Söyleyelim de..

“Megri megri” türküsünün söylenmesine karşı çıkan İyi Partililerin kendilerinin düştükleri çukuru görelim..

“Megri” kelimesi, “Ağlama” demekmiş..

Dolayısı ile, “Megri megri” denilince..

“Ağlama ağlama” anlamında bir türkü.. 

Bir ağıt..

Hani merak ettim..

“Acaba ‘Megri megri’ türküsünün sözlerinin diğer bölümlerinde, İyi Partililerin seçim kazandırdığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun oynanmasına imkan tanıdığı tiyatrolardaki gibi, PKK övgüsü yapılan kısımlar mı var” diye..

“İyi Partililerin övgü ile bahsettikleri Selahattin Demirtaş’ın Devran’ında çaktırmadan ismi geçirilen PKK’lı teröristin propagandasının yapılmasındaki gibi, acaba ‘Megri megri’ ağıtında da, çaktırmadan bir PKK propagandası mı var” diye araştırdım..

Ağıtın devamı da şöyle:

“Dağların başı dumanlıdır kuzum.

Yara derindir, dermansızdır benim babam.

Biz niye böyleyiz, ağlama, ağlama.

Artık inleme, ağlama, ağlama.

Bu ne haldir, ağlama, ağlama.

Matem zavallılıktır, ağlama.

Bu karanlılığı yırtın kuzum.

Bu tarihleri yırtın benim babam.

Halkımızın doğruluğunu görelim.

Ağlama, ağlama, ağlama.

Artık sızlama, ağlama, ağlama.

Bu ne haldir, ağlama, ağlama.

Matem zavallılıktır, ağlama, ağlama.”

Bu ağıt üzerinden, “Megri megri’yi ben mi söyledim” diyen Meral Abla’ya, bunun içindir ki, “keşke Megri megri’yi söyleseydin” diyoruz..

Megri megri’de bir sıkıntı yok..

Sıkıntı, PKK’lı teröristleri övenlerle kol kola girmekte.

PKK’ya “Silah bırakın” diyerek çağrı yapan Osman Öcalan ile, “Türkiye’yi yangın yerine çeviririz” tehdidini bugün dahi hâlâ yayan Murat Karayılan arasında tercihte bulunmak zorunda kalınırsa..

Murat Karayılan’ı tercih etmekte sıkıntı var..

Bugün dahi, hâlâ Türk askerine kurşun sıkan PKK’lılar için “Terörist” demekten kaçınıp, ısrarla “Gerilla” tanımlaması ile övgüde bulunanlarla ittifak yaparak seçime girmekte sıkıntı var..

Lütfen, bana “Bizim HDP ile ittifakımız yok” demeyin..

“HDP’lilerin tezkereleri geldiği zaman, içine bakacağız” diyen ben değilim..

HDP’lilere bakanlık teklifi hazırlığı yapan CHP ile resmi ittifakını sürdüren ben değilim..

ABD Başkanı’nın Ermeniler için “Osmanlı döneminde soykırıma uğramışlardır” sözlerine bile itiraz edip, “Ermeniler soykırıma uğramıştır, bugün de soykırım devam etmektedir” diyen HDP’ye tek kelime edemeyen ben değilim..

Sizsiniz Meral Akşener.

Sizsiniz İyi Parti’nin milletvekilleri.

HDP’den korkan..

HDP’lilerin en vicdansız açıklamaları için dahi, CHP’nin talimatı ile, tek kelime edemeyenler sizsiniz, Yavuz Ağıralioğlu.

Öğrenci andı için ortalığı birbirine katan, ama o öğrenci andının kaldırılması için yıllarca propaganda yapıp, o öğrenci andının üzerinden devlete kurşun sıkılmasını da meşrulaştırmaya çalışan HDP’lilere toz kondurmayan, sizsiniz Müsavat Dervişoğlu.

Çözüm sürecinde bir tane askerimiz şehit olmadığı halde.. Polislerimize bir tane kurşun sıkılmadığı halde..

PKK’nın silaha başvurmadığı o çözüm sürecindeki zaman diliminde, HDP çizgisindeki siyasilerle yapılan görüşmeleri, “Ülkeye ihanet” olarak göstermeye kalkışan İyi Partililer..

PKK’lı teröristlere silah bıraktırmak için ve gerçekten de çözüm süreci içinde silah bıraktırıldığı için, daha önce silahlı eylemi olmayan PKK’lılar, Mahmur kapısında ifadeleri alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığında kıyametleri kopartan İyi Partililer..

Bugün, PKK hâlâ askere-polise kurşun sıkmaya devam ettiği halde..

Askeri tesislere, maket uçaklarla saldırmaya devam ettiği bir dönemde..

Bunlara “Terörist” diyemeyen HDP’lilerle iş kotarmaya çalışan İyi Partililer..

Teröriste, “Terörist” diyemeyen Selahattin Demirtaş’la kahvaltıda buluşmaya hazırlandıkları halde..

AK Parti’ye, saldırmaya devam ederlerse, ben de onlara, “Keşke Megri megri ağıtını söyleyesdiniz” derim.

Megri megri’de PKK propagandası yok.

Teröriste gerilla övgüsü yok.

Eli kanlı teröristlerin cenazesine katılmayanlar için disiplin soruşturması açılacağı tehdidi yok.