Hortumcu Cem Uzan’ın elemanı Saygı Öztürk yapmış haberi..

Cem Uzan, kesinleşen 18 yıllık hapis cezasını yatmamak için Fransa’ya kaçtığından bu yana, defalarca onunla röportaj yaptığı için, “Saygı Öztürk hâlâ hortumcunun elemanı mı” diye meraklanıyorum ama..

Onu bir başka zaman yazarız..

Bugün, Saygı Öztürk üzerinden, Kemal Kılıçdaroğlu’nun efelenmesini masaya yatıralım..

Tayyip Erdoğan’ı eleştirmek üzere sazı eline alan Kemal Bey demiş ki:

“Putin’e gidiyor yalvarıyor; ‘Beni görüştürün, beni barıştırın’ diye. Hiçbir dönem Türkiye’nin itibarı bu kadar yerle bir edilmemişti.”

Affedersiniz..

Olayları yakından takip edenler içinde, Tayyip Erdoğan’da, böyle bir hava hisseden kimse var mı?

12 yıldır ülkesinden dışarı çıkamayan Esed mi?

Erdoğan mı?

Esed’in bir-iki defa İran’a, yine benzer sayıda Rusya’ya gittiğine dair haberler, o da gizli çekim fotoğraflar eşliğinde gündeme geldi de..

Şöyle basının önünde, bir komşu ülkeyi ziyaret ettiğini, bir uluslararası toplantıya katıldığını görmedik..

Ama, halkını katleden Esed’in avukatlığını yapacaklar ya..

Türkiye’de babadan oğula geçen saltanatı lanetlerken, Suriye’deki saltanatı kutsallaştıracaklar ya..

Babadan oğula geçen devlet başkanlığını  meşrulaştırıp, her 4 veya 5 yılda bir seçim yapılan Türkiye’deki halkın oyları ile seçilen Tayyip Erdoğan’a laf çakacaklar ya..

Daha iki hafta önce..

“Putin, AK Parti’nin il başkanı gibi çalışıyor” dediklerini unutmuşlar..

“Tahıl koridoru kurulması, Tayyip Erdoğan’ın Putin’e bir telefonuna baktı.. Ardından tahıl koridoru için kriz çıktı. Yine Erdoğan bir telefon etti, Putin ‘Tamam’ dedi.. Bu ne ya? Adam Rusya Devlet Başkanı mı? Yoksa AK Parti’nin il başkanı mı?” dediklerini unutmuşlar..

Şimdi Erdoğan’ın Putin’e yalvardığını iddia ediyorlar..

Devam ediyor Kemal Kılıçdaroğlu:

“Niçin yaptın? Hani, ‘Tükürdüğün testiden, tastan sana su içirtirler’ derler ya… Maalesef Türkiye’yi o noktaya getirdi.”

Gerçekten Kemal Bey’in dediği gibi bir durum olsa..

“Daha kötü ya.. Dış devletler, senin ülkenin cumhurbaşkanına böyle bir oyun oynuyorsa.. Sen niye dış devletlerle birlik oluyorsun? Kendi ülkenin cumhurbaşkanı ile birlik olsana” diyeceğim de.

Kemal Bey’in önceki açıklamalarına..

Partisindeki adamların demeçlerine bakıyorum..

“Bu adam destek falan vermesin, gölge etmesin yeter” diyorum, kendi kendime..

Niye?

Karabağ zaferi öncesinde, Azerbaycan işgal altındaki topraklarını kurtarmak için operasyon başlattığında, CHP Milletvekil Ünal Çeviköz ne demişti:

“Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor.”

Bunu söyleyen bir milletvekiline sahip olan CHP’nin Genel Başkanı, Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyor..

Erdoğan’ın eski dönemlerde tartıştığı liderlerle, şimdi iyi ilişkiler kurmaya başladığını iddia ediyor..

O zaman soralım Kemal Bey’e..

O devletler, Suriye’si, Mısır’ı, BAE’si, Suudi Arabistan’ı, aslında Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istemiyorlar da.. Türkiye onlarla ilişkileri düzeltmek istiyor ve taviz üstüne taviz veriyorsa..

CHP’lilerin itiraf ettikleri üzere, “Suud’dan gelen milyar dolarlar” dediklerine göre..

“BAE’den gelen milyar dolarlar” dediklerine göre..

Kemal Bey bir de..

Türkiye’den giden bir şey var mı, onu söylesin, bize..

Milyar dolarlar Türkiye’ye geldiğine göre..

İlişkilerin düzeltilmesi istenen ülkeler, düne göre bugün, farklı bir noktada duruyorlar, demektir..

Suriye, düne kadar Türkiye’ye karşı kullandığı PYD’yi, şimdi Türkiye ile birlikte tasfiye etme görüşmeleri yapıyorsa..

Zaten Türkiye’nin Suriye ile kavgasının önemli başlıklarından birisi de, güneyimizde kurulmak istenen PYD terör devletini önlemek idiyse.

yazının devamı