Milli Görüşçü kardeşlerime, bacılarıma sesleniyorum..

Abilerime, ablalarıma sesleniyorum..

AK Parti size hakettiğiniz milletvekili sayısını teklif etmese de..

Tekliflerinde sizin partinizin amblemi ile seçime girme imkanı olmasa da..

Daha sayacağınız onlarca bahane..

Doğru olsa da, olmasa da..

Bir anlığına, hepsini doğru kabul ederek söylüyorum..

Siz bu Kemal ile mi, ittifak yapacaksınız?

Mustafa Kamalak..

“Vebalin büyüğü”nü yüklediğin AK Parti ile ittifak yapılmayacağını söylerken..

Bir çift laf da, bu Kemal’e söyleyecek misin?

Temel Karamollaoğlu abi..

Başbakanlık’ta, büyük çoğunluğu Mustafa Demirkan gibi hocalarımız olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nda uzun yıllar hizmet etmiş büyüklerimize iftar yemeği verdi diye..

Salya sümük saldıranları unutturmaya çalıştınız.

Evet, biz de unutmak isteriz.. Biz de kimseye kin beslememek isteriz..

Biz de, hataları hoşgörmek isteriz..

Ama söyler misiniz..

Ömrünü hafız yetiştirmeye adamış..

Mustafa Demirkan Hoca..

Herkesten çok daha iyi, siz bilirsiniz ki..

Bakara Suresi’ndeki ayeti okudu..

Cami yapımı ile ilgili her sohbette, Ayasofya ile ilgili olsun olmasın..

1400 yıldır okunan.. Tekrarlanan..

Ayasofya camiye çevrilmeden inen bir ayeti okudu..

Bakınız saldıranlara..

Bakınız suç duyurularında bulunanlara..

Bir tanesi, Mustafa Demirkan Hoca’nın sözlerinin tamamını, atlamadan, kesmeden vermişler mi?

Ankara Barosu suç duyurusu yapmış.

Bir cümleyi almış, sonra üç nokta koymuş. Sonra bir cümle daha almış. Tekrar üç nokta koymuş. O üç noktalarda ne var biliyor musunuz?

Atlanan bölümde, kesilen yerde hoca ne diyor biliyor musunuz?

Benden iyi biliyorsunuz..

“Ayette buyruluyor ki” deniyor..

Ama ahlaksızlık zirve yapmış.

İftiracılık, muhbirlik damarlarına işlemiş..

Daha bir yıl önce utanmadan İslam dinini, “Ortaçağ’dan kalma” diye tanımlayan baro yöneticileri.

O hakaretin hesabının sorulmamasından cesaret almışlar ki..

O davanın gerektiği şekilde açılıp, baro yönetiminin görevden el çektirilmesi muamelesine tabi  tutulmamasından cesaret almış olmalılar ki..

Şimdi, Mustafa Demirkan Hoca’nın sözlerini kesip, biçip, hakaret ediyor, iftira ediyor, savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar..

Bulunsunlar..

Mustafa Demirkan’ın da..

Bizlerin de..

Ayetleri okumak, ayetleri hatırlatmak, görevimiz..

Korkmayız..

Çekinmeyiz..

Çarpıtmalardan sinip, geri adım atmayız..

Ama..

Allah’ın ayetini; ayeti okuduğunu hatırlatarak tekrarlayan bir hocanın sözlerini..

Kesip..

“Ayette buyruluyor ki” bölümünü yok edip..

Bir bardak suda fırtına koparanlar kendi görevlerini yapıyorlar da..

Saadet Partili kardeşlerimiz ne yapıyorlar?

Yok yok..

Ankara Baro Başkanlığı’nın suç duyurusundan, SP’yi sorumlu tutmayacağım.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri, önümde..

Hakaretleri önümde..

“Dindarlara saygılı Kemal” diye tanıttığınız  adamın tarih bilmez, hocaya saygı göstermez sözleri önümde..

Ankara Barosu Başkanlığı’nın suç duyurusunda, aynen şöyle deniyor:

“Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… demek suretiyle Mustafa Kemal Atatürk’ün kastedildiği çok açıktır.”

Bakara Suresi’nin 114. ayetinden habersiz Ankara Barosu’nu anladık..

Onlar gaylere destekle kendilerini görevli sayıyorlar..

Onları anladık..

Peki, bu Müslüman halkın oylarını alabilmek için, dindar insanları kandırabilmek için, “Bakın Temel Bey de bizim yanımızda” numarası çeken Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu sözlerine ne diyeceksiniz:

“O meczup acaba İstanbul’un işgal altında olduğunu biliyor mu? O meczup acaba Mustafa Kemal’in gemilere bakıp ‘Geldikleri gibi giderler’ dediğini biliyor mu?”

İstanbul’un işgali ile, Ayasofya’nın ne alakası var?

Hani beni konuşturacaklar..

Bana sorduracaklar..

Atatürk’ün sahte imzası ile Ayasofya’yı müze yapanlar kimlerse..

Onlara söylüyorum..

Kimseyi, kenarda tutmadan söylüyorum..

Ayasofya’yı, İngiliz işgalinde bile müzeye çevirme cesareti gösterilmemiş iken..

Bırakın 1930’lu yılları..

1950’lı yıllarda..

1960’lı, 1990’lı yıllarda.. Daha düne kadar..

“Ayasofya’yı müze olmaktan çıkaramazsınız” diye tehdit edenler kimler?..

Söyler misiniz..

CHP’nin başındaki zat..

Utanmadan, binlerce hafızda emeği olan Mustafa Demirkan Hoca’ya, “Meczup” diyor..

İfadesi aynen şöyle..

Bizde kesme biçme yok..

Kırpma, çarpıtma yok..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bire bir sözleri bunlar:

“Bu meczup kişi acaba Kahramanmaraş’ta düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam’ın ne dediğini biliyor mu. ‘Her kim Kuva-yi Milliye ve Atatürk hakkında düşmanlık yapar, onların damarında kafir kanı vardır’ diyor.”

Ne Ayasofya’nın müze yapılmasından haberi olan...

Ne Mustafa Kemal’in imzasının sahtekarlıkla o kararnameye atılmasından haberi olan..

 Uğruna şehit olduğu başörtüyü, yıllar sonra Kemalistlik adı altında yasaklamak isteyenlerden de habersiz.. 

25 Kasım 1922’de şehit olan Sütçü İmam’ı referans alıp, Mustafa Demirkan Hoca’ya “Kafir” demek, nasıl bir hokkabazlıktır?..

Duyun Saadet Partililer..

Duyun, üç kuruşluk makam uğruna, kasım kasım kasılıp, Tayyip Erdoğan’a çelme takmaya kalkışan Ali Babacan’lar, Ahmet Davutoğlu’lar, Sadullah Ergin’ler, Nihat Ergün’ler..

Tayyip Erdoğan’ı deviremeyeceksiniz.

İnancım, duam bu..

Ama bu beklentime ve temennime rağmen..

Allah’ın ayetini okudu diye, bir hocaya “Meczup” diyen, “Kafir” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığınız şirinlikler sebebi ile, yine de sizlerin hepinizin ahirette iki yakasına yapışacağım..

Hiçbir siyasi derdim yok..