28 Şubat sürecinde atmıştık, bu başlığı..

Darbecilerin en güçlü olduğu dönemde..

Kimseden korkmadan..

Kimseden çekinmeden..

Doğru bildiğimizi haykırmıştık..

Hemen dava açtılar.

Savcılıkta ifadeler, hakim önüne çıkmalar..

Oysa topu topu üç kelime..

İçinde küfür yok, hakaret yok..

En önemlisi..

Sırf kıllık olsun diye..

“Batsın bu laiklik” denilmemiş..

Hani İslam’ın emirlerindendir..

“Onların putlarına küfür etmeyin” denilir..

“Laiklik, bizim dışımızdakilerin putlarıdır, değildir” tartışmasına girmeye gerek yok..

Somut bir mağduriyet üzerine, o başlık atılmış..

Başörtülü öğrenciler, üniversite kapılarından geri çevrilmişler.. Zulüm en had safhasına varmış. Tıp Fakültesi’nin son sınıfından, sırf başörtüsü sebebi ile, öğrenciler kapı dışarı edilmiş..

Bu vicdansızlıklara bir tepki olarak..

O başlığı atmışız...

Topu topu bu..

Zulmedenler, kendileri..

Zulmederken “laikliği” gerekçe gösteren, kendileri..

Biz de tepki olarak o başlığı kullanınca..

Kıyameti kopartıyorlardı..

•

Tam da “O günler geride kaldı” diyecek iken.

Yeniden geriye sardık..

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, laikliğin yeni Anayasa’da nasıl yer alması gerektiğine yönelik açıklaması ile birlikte, sahneye çıktılar..

“Yaptırtmayız. Gücün yetmez.. Cart.. Curt!” naraları ile..

Cibilliyetlerini ispatladılar..

Oysa daha bir hafta öncesine kadar..

Bu arkadaşların hepsi..

Tayyip Erdoğan’ı..

Dikkat buyrun..

Eleştirmek için değil..

Çok daha ilerisi için..

Hakaret etmek için..

Hakareti de bir kenara bırakın.

Resmen küfür etmek için..

“Düşünce özgürlüğü” diye söze girip..

AİHM kararlarındaki, “Şok edici, rahatsız edici açıklamalar, ifade özgürlüğü içinde kalır” içtihadlarını öne sürüp..

İstedikleri en galiz küfürleri etmiyorlar mıydı? 

Ne oldu şimdi?..

Bir kişi..

“Laiklik yeni Anayasa’da şöyle olsun” dedi diye..

Nedir bu heyecan?

Nedir bu tripler?

Nerde kaldı sizin düşünce özgürlüğüne saygınız?

Nerde kaldı, düşüncenin AİHM kararlarında hatırlatılan “şok edici” özelliği?

Ben biliyorum da..

Onların da suratlarına vurmak için anlatıyorum.

Bunlar “düşünce özgürlüğü”nü de..  “Demokrasi”yi de.. “Laikliği” de.. Lafta savunurlar..

İşlerine gelmedi mi..

Savundukları tüm kavramları..

Bir dakikada satarlar..

Onun içindir ki, ben de onların bu ikiyüzlülüğüne işaret etmek için, 28 Şubat’tan yıllar sonra.. 

Bugün de..

“Batsın sizin laikliğiniz” diyorum..

•

Sorsak, bu arkadaşlara..

Laiklik nedir?

Her biri ayrı telden çalar..

Birinin “Hanya” dediğine.. Diğeri “Konya” der..

Ama birbirine taban tabana zıt içerikle doldurmaya çalıştıkları bu kavramı, öyle bir dayatırlar ki..

“Hava” gibi...

“Su” gibi..

Olmazsa olmaz bir kavram olduğunu zannedersiniz..

Laiklik olmazsa, yaşayamayacağınızı zannedersiniz..

Oysa..

Laiklik olan nice ülkeler var, yerlerde sürünüyor..

Laiklik olmayan nice ülkeler var, laik ülkelere patronluk yapıyor..

Ayrıntısına girmeye hiç gerek yok..

Laiklik bir torbadır..

O torbayı.. Türkiye’de de olduğu üzere.. 2012 yılına kadarki uygulamalarda olduğu üzere.. “Yasakçılık, zulüm, vicdansızlık” ile de doldurabilirsiniz..

2012’den sonraki Türkiye’de hepimizin yaşadığı nisbi iyileşmelerde olduğu gibi..

O torbayı “Özgürlük, fırsat eşitliği, adalet” ile de doldurabilirsiniz..

Önemli olan torba değil..

Torbanın içine konulanlar!

•

Laiklik tartışmaları..

Tam da Yargıtay’ın Ergenekon kararı sonrasına denk geldi.

İyi de oldu..

O arkadaşlar efeleniyorlardı: 

“Bakın, Yargıtay da karar verdi. Ergenekon diye bir örgüt yok. Meşru hükümetleri devirmek için plan yapan.. Bunu uygulamaya koyan.. Derin bir yapı yok. Ülkemiz demokrasi için bulunmaz bir yer!”

Bunu söyleyenler..

İsmail Kahraman’ın iki cümlelik açıklaması ile..

Maskelerini indiriverdiler..

Ne kadar ikiyüzlü oldukları..

Ne kadar şirret oldukları..

Ne kadar derinlere inen bir yapıya sahip oldukları, anında ortaya çıktı.

Solcusu.. Mao’cusu.. Kemalisti.. General emeklisi.. Çavuş eskisi.. Profesör müsveddesi.. Gazeteci bozuntusu..

Hepsi amuda kalkıp, İsmail Kahraman’ı linç etmeye kalkıştılar..

İşte Ergenekon, karşınızda duruyor beyler..

Nerde arıyorsunuz, Ergenekon’u siz?

Bir politikacı..

Düşüncesini açıklamış..

“Bana göre, Anayasa’da şu husus, şöyle düzenlenmeli” demiş..

Siz ne diyorsunuz?

En ahlaksızca hakaretlerle..

Argo kelimelerle..

Linç etmeye çalışıyorsunuz..

Canlı canlı, toprağa gömmek istiyorsunuz..

Bir de utanmadan demezler mi, “Laiklik, din savaşlarını önler.. Mezhep savaşlarını önler.”

Be utanmazlar.

Peki sizin savaşınızı ne önler?

Sizin karşı düşüncedeki insanları, böylesine linç etme girişimlerinizi ne önler?

Anayasa’da laiklik duruyor..

Ama görüyoruz işte..

Elinizden gelse..

Bir bardak suda boğacaksınız, TBMM Başkanı’nı..

YeniAkit
9 Nisan 2016