Henüz daha CHP, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kimi aday göstereceğini açıklamamış iken..

İyi Parti ile CHP’nin İzmir’de ittifak yaptıkları açıklandı..

Bu durumda soru şu:

CHP’nin İzmir adayını belirleyen, önceki günkü parti meclisindeki oylama mı “göstermelik” idi..

Oylama mı “dostlar alışverişte görünsün” anlamında yapıldı..

Bir başka anlatımla, oylama yapılmadan önce, İyi Parti’ye, kimin aday olacağının garantisi mi verildi?

Yoksa..

İyi Parti köşeye öyle bir sıkışmış ki..

Gözü kapalı, CHP kimi aday gösterirse göstersin, kabul edecek bir durumda mıydı?

Mesela..

CHP, HDP’nin cezaevindeki eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı aday gösterse idi..

Yine ittifakta kalacak mıydı?

Bu kadar mı sıkışmıştı?

Bunun için de..

İP’in adaylara itiraz gücü olmadığından..

Önce CHP ile İP arasında ittifak yapıldı..

Sonra mı, ittifakın adayı belirlendi?

•

CHP’nin şimdiye kadar seçimi AK Parti’ye karşı hiç kaybetmediği İstanbul’un ilçeleri Kadıköy ve Beşiktaş’ta gösterdiği adayların belirlenmesinde, hayli çekişme yaşanmış..

Birisinde 29’a 30 oy ile..

Diğerinde de 29’a 31 oy ile adaylar belirlenmiş..

Bu ne demek?

Tamamı CHP’li olan Parti meclisinde bile, tartışmasız bir destek bulamayan adaylarla seçime giriliyor demek..

Bu durumda..

Beşiktaş ve Kadıköy halkı ne yapsın?

“Siz CHP parti meclisi olarak yarıdan ikiye bölünmüşsünüz. Parti meclisinizin yarısı, her iki ilçe için de, ‘Bu adam belediye başkanlığı yapamaz’ demiş. Biz şimdi bu adama nasıl oy vereceğiz” demezler mi?

Demeleri gerekir de..

Burası Türkiye..

Partinin adı da CHP..

Tek parti olarak seçime girdiklerinde kazanan.. (“Kaybetmeleri zaten muhal” diyeceksiniz ama..)

Ama seçimde ikinci bir parti söz konusu ise, tek başlarına iktidara asla gelemeyen CHP..

Muhalefette iken bile..

Aday belirlemesinde bu kadar riyakarlıklar, çelişkiler, kavgalara sahne oluyorsa..

Bir de tahmin edin, bunlar gerçekten bir başarı elde ederlerse, ne olur halleri..

“Ne olmuş ki” diyenlere hatırlatalım..

Toplam seçmen sayısının % 20’sinin bulunduğu İstanbul’da, il başkanı istifa ediyor..

Niye?

“Benim istediğim olmuyor” diye..

“Adayları sen belirleyeceksen, biz parti meclisi olarak burada ne yapıyoruz ki?” demiyorlar..

“N’olursun Canan’cığım.. Geri al istifanı” diyorlar..

Canancık da geri alıyor..

Ne karşılığında?

Teklif ettiği isimlerin aday gösterilmesi garantisi karşılığında mı?

Cevap “Evet” ise..

CHP’nin parti meclisi, burada ne görev üstlenmiş oluyor?

“Konu mankenliği” mi?

Başka bir izahı olmasa gerek..

Tartışmanın, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Ekrem Bey yönüne daha hiç girmedik..

Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Ekrem İmamoğlu, “ilçelerde kimlerle çalışmak ister, kimlerle uyumlu olamayacağını söyler” noktalarında henüz kimsede bir mevzu açıldığı bile yok..

Parti meclisinin “konu mankenliği” bir tarafa..

Ekrem İmamoğlu da, ikinci konu mankeni pozisyonunda.

Durumlarından memnun iseler..

Bize laf düşmez.

Ama..

Fotoğrafı çekip, seçmenin önüne koymak da, bizim görevimiz..

•

Eyüpsultan Belediye Başkanlığı için CHP adayları arasındaki kavga tam bir rezalet..

Zaten yıllardır bu ilçede başkanlığı kazanamamışsınız..

31 Mart’ta da kazanmanız da pek muhtemel değil..

Ama..

Aday gösterilme noktasında bile, ölümüne bir kavgaya tutuşmuşlar..

İlçe binası önünde birbirlerine girmişler..

Altı üstü, “Ben 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde başkan adayı olmuştum”demek için, kavga etmeye değer mi?

Demek ki CHP’liler için değiyormuş.

Hem kendi aralarında kavga ediyorlar..

Hem de dışarıya karşı..

“CHP adayına saldırı” diyerek..

Sanki saldıranlar CHP’li değilmiş gibi propaganda yapıyorlar..

•

İstanbul’da CHP’nin 14 ilçe belediye başkanı var..

Bunların içinde sadece beş tanesini mevcut başkanlardan belirlemişler.

Bu ne demek oluyor?

CHP’nin 5 yıl önce belediye başkanlıına aday gösterip, halkın da oy vererek seçtiği ve bu süre içinde görevini yürüten isimler, CHP genel merkezine göre başarılı değiller..

Aday gösteren sensin..

Oyu veren, senin tabanın..

Sonra..

“Başarılı değilsin, seni değiştiriyorum” diyen de sen..

“Başarılı olmayanı bir daha mı aday göstersinler, onu mu istiyorsun” diyenlere hatırlatayım..

AK Parti birçok ilçede..

Bir aday gösterdiğini, sonraki dönemde de.. Ondan sonraki dönemde de aday gösterdi.

Ardı ardına üç dönem seçim kazandılar..

Şimdi yeniden aday göstereceklerdi ki..

“Yeter” dediler..

“Aslında başarılısın. Ama aynı ilçede olmasın bari.. Başka bir ilçede seni aday gösterelim” dediler..

AK Parti’deki belediye başkanları; iki, hatta üç dönem başkanlık yaparken..

CHP’dekiler bir seçiliyorlar..

Sonraki dönem toz oluyorlar..

Daha doğrusu..

Genel merkez tarafından toz ediliyorlar..

Kendi partilerinin genel merkezi bile, başarısızlığı ilan ediyor..

Böylesi bir “kabul”den sonra.. 

Halk ne yapsın?

“Bu dönem oy vereceğimiz adayı da, genel merkez büyük ihtimalle, gelecek dönemde aday göstermeyecek, başarısız ilan edecek. Bari oyumuzu, kendisine güvenen iktidar partisinin adayına verelim” demesin de ne yapsın?

•

Bir de AK Parti’de işler nasıl yürüyor, bakalım mı?

“Sandık kurulu üyeleri belirlenmiş.. İsimler, telefonlar liste halinde, Genel Başkan Tayyip Erdoğan’ın önüne konulmuş!”

Dahası var..

Genel Başkan da, geceyarısı, listedeki isimlerden öylesine seçim yapıp, arıyor, “Sandık kurulu üyesisin, bilgin var mı” diyor..

AK Parti hangi çağda..

CHP hangi çağda?

Buyrun, siz takdir edin..

yazının kaynağı