SİYASET

Yüzü kızarmıyor

Tarih
28 Mayıs 2016
İzlenme
1033 Kişi
Yüzü kızarmıyor

Yüzü kızarmıyor
 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyasetine girdiği andan itibaren birbirine taban tabana zıt açıklamalar yapsa da “değişmeyen” yüz ifadesiyle dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları ve beden dilini inceleyen Doç. Dr. Zülfikar Özkan ve eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, çarpıcı tespitlerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun enteresan bir adam olduğunu ifade eden Orakoğlu, şöyle konuştu: “CHP Genel Başkanlığına gelişi bile şaibeli. Onu getirenler, Gladyo tipi derin yapı. Şu anda küresel liderliğe oynayan Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsı üzerinden bir operasyon yapılıyor, psikolojik harp yöntemleri uygulanıyor. Bir yandan terörle meşgul ediliyor, diğer yandan bu harp yöntemleri uygulanıyor. Kılıçdaroğlu sürekli Türkiye’nin kutuplaşması, birlik beraberliğin bozulmasına yönelik çalışıyor, sürekli devlet güvenlik güçleri ve istihbarat servisleri ile ilgili olumsuz konuşuyor. Kılıçdaroğlu, Gladyo’nun özel harp, psikolojik harp yöntemlerini uyguluyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, eski bir KGB istihbaratçısı olur bunları iyi bilir ve onun da farklı durumlarda yüz ifadesi hep aynıdır. Kılıçdaroğlu, Putin’le yarışıyor. “

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Beden Dili Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan ise bugün söylediğinin üç gün sonra tersini söyleyen bir kişinin normalde yüzünün kızarması gerektiğini söyledi.

EĞİTİM ALDIĞI BELLİ 

Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçmeden önceki açıklamaları ile görüntülerini inceleyen Özkan, çarpıcı tespitlerde bulundu: 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sn. Deniz baykalla olan resminde işaret parmağını ileri doğru göstererek olumsuz çağrışımda bulunuyor. Birilerine “Senin yaptığını biliyorum” diyen kimse parmağını o kişiye doğrultur. Ancak resimde Kılıçdaroğlu parmağını yukarı doğru kaldırıyor. Bu haliyle bir şeyler yapacağına işaret ediyor.

Sürekli işaret parmağını gösteren kişilere,  bilinçaltı düzeydegüven azalıyor.  Sürekli size parmak gösteren, sürekli elini yukarıdan aşağıya doğru çeken birini sevmek çok zor…

Bu resim, Kılıçdaroğlu’nun  çatışmalı ve eleştiren bir yapıda olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte  yakından diğer beden dili sinyallerine de okumak gerekir. Resimlerden hepsini göremiyoruz. 

 Bir omuzunun aşağı düşmesi ve yüzünün tamamını kapsamayan gülümseme gerginliğini gösteriyor. Geleceğini net olarak göremiyor. Tek bir omuz kalkması tartışmaya açık bir durumun olduğunu gösteriyor. 

17. Mayısta Önder Sav’la olan resminde “Adayım” diyor. Bu resim çok daha net sinyaller veriyor. Bedeninin işgal ettiği alan çok dar. Kollur edene birleşmiş. Bu drum zayıflık, güvensizlik ve olumsuz duygular mesajını veriyor. Gerçi dik durarak özgüvenli olduğunu göstermeye çalışıyor. Bununla birlikte yüz ifadesindeki ciddiyet ve az yer kaplayan duruşuyla bir sanki yarışı kazanamayacakmış gibi duygu ve düşünceler içinde.

Aynı resimde Önder Sav ellirini açarak “ Takdir sizin, ben başka ne yapabilirim” mesajını veriyor.  Kılıçdaroğlu’ndan daha rahat duruşu var ve bedeniyle daha fazla yer kaplıyor. Bununla birlikte Sav’ın yüz ifadesi, iç dünyasındaki gizli planları açığa vuruyor. Sayın Sav bu yüz ifadesiyle birşeyleri saklıyor.

Kılıçdaroğlu Altı okun önündeki resimdeki sağ eliyle bir şeyler anlatma ve birilerni ikna etme çabası içinde… Yüz ifadeleri bundan önceki resimlerle hemen hemen aynı.

“Aday değilim” ve “adayım” dediği  her iki resimde yüz ifadesi ve beden duruşu birbirine çok benzer… Hoşlanmadığı bir şeyle karşılaşan kişi gözlerini kısar. Gözlerin kısılması olumsuz düşünce ve duyguyu yansıtır. Gazetecilerle olan resmi, olumsuz ruh halinden gazetecilerinde etkilendiğini gösteriyor. Rahatlık görünmüyor.

Burada ilginç olan “Aday değilim” ve “adayım” dediği  andaki yüz ifadelerinin benzer olması.  Yüz ifadelerinin aynı oluşu duygularında aynı olduğuna işaret eder. Duygular değişince yüz ifadeleri de değişir. Her duyguya eşlik eden bir yüz ifadesi ve beden dili vardır. Aynı yüz ifadesi ve iki farklı açıklama… Demek ki aday olması veya olmaması onu fazla etkilemiyor.

Resimleri bir bütün olarak incelediğimizde, sayın Kılıçdaroğlunun iletişim ve beden diliyle ilgili dersler aldığını ve bu alanda çalıştığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte resimler bu çalışmaların ileri derecede olmadığını gösteriyor.

Kendini iyi hisseden kimsenin,  gözlerinde rahatlama oluşur, ağız kenarları yukarı doğru kalkar ve dişleri görünür. Olumlu duygulara ağlı olarak kaşlarda yukarı kalkar ve kemer oluşturacak gibi bir hal alır. Gözler açılır. Bunları Kılıçdaroğlu’nun resimlerinde göremiyoruz.

Her iki durumda da sanki kendisi içten görev istemiyor gibi. Sevinç işareti yok…

Sayın Kılıçdaroğlu, her ne kadar sakin görünmeye  içsel dünyasındaki ses tam olarak rahat olmasına izin vermiyor. Resimde sn. Baykal’daki rahatlığı onda göremiyoruz.

14 Mayıstaki “aday değilim” dediği resmine baktığımızda, yine bir tedirginlik görüyoruz. Yukarı doğru bakması geleceği düşündüğü anlamına gelir. Ağız kenarlarının hafif aşağı olması üzüntülü ruh halini gösterir. Gözlerini bir noktaya dikmiş. Zihnindeki resimle ilgili tedirginlik var.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ nun etkin dil olarak işitsel kanalı kullanıyor. Onun için sözler daha önemli. Bununla birlikte yeni bir görev almanın heyecanı, coşkusunu göremiyoruz. Sanki zorla bir görev verilmiş gibi…
Kılıçdaroğluunun Takım elbiseli görüntüleri, resmiliğin ve işini ciddiye aldığının göstergesidir.


SİYASETİN ÇARKÇI KEMAL’İ

Türk siyasi tarihine bir dediği bir dediğine uymayan genel başkan olarak yer eden Kılıçdaroğlu, siyaset sahnesine koltuğu altına aldığı dosyalarla çıktı. Sözde belgelerle hükümet üyelerini, belediye başkanlarını itham etti. Ancak iddialarının çok büyük bir kısmı yargı tarafından yalanlandı.Belediye başkanları Kılıçdaroğlu’dan aldıkları tazminatlarla halkı adeta sucuğa doyurdu. Yalan yanlış iddialarla kamuoyunda muhalif basında parlatılan Kılıçdaroğlu’nun önü Deniz Baykal’a kurulan kaset komplosuyla açıldı. Kaset skandalı ile CHP ve Türkiye çalkalanırken, Kılıçdaroğlu Baykal’ı ziyaret etti. Çıkışta kendisine yöneltilen genel başkanlık sorusuna “Aday olmayacağım” yanıtını verdi. Ancak daha sonra adaylığını açıkladı.

DARBEYE DESTEK

Kılıçdaroğlu, ülkenin geçtiği hassas dönemlerde de gayri milli politikalarıyla dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayet odaklarını, darbe heveslilerine “Beyaz kefenimizi giyip yola çıktık” dediğinde, Kılıçdaroğlu da “Tankın önüne ilk ben yatarım” dedi. Ancak, Hükümete yönelik açık bir darbe girişimi olan Gezi olayları ile 17-25 Aralık darbe girişimlerine tam destek verdi. Kılıçdaroğlu işi tehdit ederim noktasına kadar vardırdı.

Sürekli çelişkili açıklamalar yapan ve davranışlarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun yüz ifadesi hiç değişmedi, yüzünde hiçbir pişmanlık, mahcupluk ifadesi görülmedi. İşte Kılıçdaroğlu’nun yüzünü kızartmayan bazı tutum ve davranışları: Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin ardından Diyarbakır’a yaptığı ziyaret sırasında, PKK’nın mahallelerde kazdığı hendekler karşısında, “Barikatları kuran arkadaşlara diyorum ki lütfen vasiyeti yerine getirin” sözleriyle, hendek kazan PKK’lılara yönelik sempati ifadesini ortaya koydu. Kılıçdaroğlu, Rusya kanalına çıkarak, DAEŞ’in sarin gazı yapımında kullandığı kimyasalların Türkiye üzerinden gittiğini iddia eden, CHP’li Eren Erdem’e de “Milletvekillerimizi yedirmeyiz” diyerek sahip çıktı.

ESAD’IN YANINDA

CHP’den bir heyet 2013 yılında yüz binlerce kişiyi katleden Türkiye düşmanı Esad’ı ziyaret etti. Heyetin mihmandarlığını ise mülteci kamplarının bombalanması eylemlerinin başaktörü Anas Asalıeh yaptı.  Kılıçdaroğlu, işi edep sınırlarını aşan noktaya kadar taşıdı. Eski bakan Sema Ramazanoğlu’na yönelik  ağır hakarette bulundu. Yine yüzü kızarmadı, utanmadı. Son olarak 24 Mayıs’taki CHP Grup Toplantısı’na katılan partililer; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve ona oy verenlere alçakça hakaret etti, Kılıçdaroğlu ise dinledi.

HDP’NiN ÇiZGiSiNDE

Kılıçdaroğlu “Partide PKK sempatizanlarına neden izin veriyorsunuz” sorusuna ise “Öyle bir şey yok” yanıtını verdi. Buna yalanlama bizzat Deniz Baykal’dan geldi.  Baykal, konuya ilişkin bir soru üzerine CHP’nın hızla “HDP çizgisine” kaydığı tespitini yaptı. Kılıçdaroğlu, Ankara Garı’nda şubat ayında yapılan canlı bomba eyleminde teröristleri değil devleti ve Erdoğan’ı suçladı. Kılıçdaroğlu; devletin Sur, Silopi ve Cizre’deki operasyonları için “devlet katliam” yapıyor diye rapor hazırlayan CHP’li milletvekilleri ile sözde aydın bildirisine ise destek verdi.

1. KARARLI GÖRÜN

Elinde sözde belgelerle ortaya çıktı. O belgeleri hiçbir zaman mahkemeye taşımadı. İspatlanmasa da birileri O’nu çoktan ‘Sakin güç’ diye pazarlamıştı. Gökçek ‘Hodri meydan’ deyip, canlı yayında balonlarını tek tek patlatırken de, Özhaseki, adına sucuk dağıtırken de yüz ifadesinde en ufak bir değişiklik olmadı.

2. ASLA RENK VERME

Kamuoyunda çok fazla tanınmazken, O’nu partisine alan kişi Baykal’dı. Paralel’in kaset servisi başladı. Daha Baykal gitmeden “Kılıçdaroğlu gelsin” kampanyası start aldı. Kılıçdaroğlu,  “Aday değilim” dedi. Hemen ertesi gün aynı yüz ifadesiyle kurduğu cümle “Adayım” oldu.

3. GERÇEĞİ YÜZE YANSITMA

Öğrencilere burs dahil, halkın yararına ne varsa AYM’ye taşıdı, sosyal yardımların, büyük projelerin önünü kesmeye çalıştı. Kılıçdaroğlu’nun yüz ifadesine alışık CHP tabanı, bunu vatandaşa yardımla suç işlenmiş gibi algıladı. Oysa aynı CHP seçmene paket dağıtırken yüze vuran ifadede değişiklik olmadı.

4. DEMOKRAT GÖRÜN

Erdoğan “Beyaz kefenimizi giyip yola çıktık” dediğinde, “Tankın önüne ilk ben yatarım” diyen Kılıçdaroğlu’ydu. Açık darbe girişimi olan Gezi’ye destek verip, polisi “Engellerseniz hesabını sorarım” diye tehdit ederken de yüz ifadesi tıpa tıp aynıydı. Hatta Ergenekon’da FETÖ’yü eleştirip, 17-25 Aralık’ta sahip çıkanken de...

5. SIKIŞTIĞINDA GEÇİŞTİR

Çatışmaların olmadığı çözüm sürecini yerden yere vurdu. Çatışmalar başladığında ise HDP’nin yanında durdu. Kandil’in ‘ittifak’ çağrılarına karşı tek laf etmedi. Cevabını ‘devlet suçlu’ raporlarıyla ve ‘dokunulmazlık’ tavrıyla verdi. PKK’yı övene, cenazesine gidene dokunmadı. “Kaseti izledim” dedi, getireni gizledi. Sıkışınca küfürler edip, gündemi değiştirdi.

6. İŞBİRLİĞİNİ ÇAKTIRMA

Seçim dönemlerinde halkın taleplerini umursar gibi yaptı. Gerçekte ise yerleşik güçlerin ne dediğine baktı. Her fırsatta Türkiye’yi dışarıya şikayet etti. Kendi ülkesine kim destek veriyorsa tepki gösterdi, kim karşı duruyorsa destek verdi. Reyhanlı’da kanlı katliam yapan Esad’a bile heyet gönderdi. Tepkileri aynı yüz ifadesiyle geçiştirdi.

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

DİĞER MAKALELER