Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınır devamlı olarak tartışmalı ve Yunan tarafının kuralları hiçe saydığı bir konumda yer alıyor. Uzun süredir ihtilaf yaşanan bu alan, Türkiye'nin yapıcı ve uluslararası hukuka riayet eden tavırlarına karşılık, Yunanistan saldırgan ve şımarık tutumunu Ege adalarını silahlandırarak sürdürüyor. Asst.Prof.Dr. Emete Gözügüzelli Yunan ihlallerini kaleme aldı.

Ege adalarındaki silahlı yapılanma

Asst.Prof.Dr. Emete Gözügüzelli Ege adalarında yaşananları kaleme aldı. Gözügüzelli'nin ifadeleri şu şekilde:

Limni öncelikle meşhur Mondros Ateşkes Antlaşmasının (Osmanlıyı işgal) imzalandığı yer. Limni adasının askerden ve silahtan arındırma statüsü 1923 Lozan Barış Andlaşmasının 12. maddesi,1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi madde 4 ve madde 6'da düzenlenmiştir.10 Şubat 1947 Paris Barış Antlaşmasında kabul edilmiştir. Silahsızlanma anılan anlaşmalarla örf adet hukuku oldu.

"Ulusal güvenlik meselesi"

Gözgüzelli, Yunanistan'ın Ege Adalarını silahlandırmasıyla sahadaki sakinliği bozan Atina yönetimi, bölgede barışçıl tavırdan uzak adımlara değindi:

Türkiye-Yunanistan arasında ikili anlaşmalarda askersizleşme prensibi korunmasına karşın Yunanistan kendi ana karasından uzak bir mesafede, 1960'lardan beri artarak Türk kıta sahanlığı/bitişik bölgesindeki Limni adasını silahlandırması ulusal güvenlik meselesi halini almıştır.

İhlal edilen uluslararası anlaşmalar

Gözgüzelli aynı zamanda Yunanistan'ın bu tavırların uluslararası hukuka da aykırı olduğunu belirtirken, Atina yönetimi tarafından atılan adımlarda en az 5 uluslararası sözleşmenin ihlal edildiğini ifade etti:

Yunanistan aşağıda iki ülke arasında denge öngören ikili anlaşmaları ihlal etmiştir.

1-Dostluk,Tarafsızlık,Uzlaştırma ve Hakemlik Anlaşması (1930)
2-Samimi Anlaşma(1933)
3-Balkan Antantı (1934)
4-Nato üyelikleri (1950'lerden sonraki düzen)
5-Yunanistan'ın adaları askersizleştirmesi Lozan Antlaşmasında çok net ifade edilmesine karşın, Limni üzerinde hava üssü kurması, askerileştirme faaliyetleri, ve NATO tatbikatlarını bu alana çekme çabası tamamen kendi gayri hukuki çabalarını örtme adına aciz bir tavırdır.

Türkiye'ye karşı silahlanma

Limni adası üzerindeki askerileşme BM Anayasasının barışçıl amaçlarla Devletlerin ilişkiler geliştirmesi, saldırganlıktan sakınması, 1982 Sözleşmesi iyi niyete dayalı ve barışçıl maksatlarla, hakkı kötüye kullanmaması ilkelerini ihlal etmiş ve mala fides durumuna düşmüştür.

Netice itibarıyla,Yunanistan'ın Türk kıta sahanlığı ve bitişik bölge hakkı içerisinde bulunan bir adacık üzerinde Türkiye'ye karşı aşırı silahlanma ve aşırı denizcilik iddialarında bulunması tamamen uluslararası ilke ve normların ihlalidir. Anlaşmaların ihlalidir.

Komşuluk ilkelerine aykırı

Yunanistan'ın bu tavırlarının uluslararası anlaşmalara uymamasının yanı sıra, adalarda askeri üsler ve silahlı oluşumlara yer vermesinin iyi niyetten uzak olduğunu belirten Gözügüzelli, komşuluk ilişkilerine de aykırı olduğunu belirtti.

"İyi komşuluk ilişkilerine aykırı çabalardır. Türkiye'nin var olan gayri hukuki çabalara aralıksız tepki göstermesi Türkiye tarafından oluşan örf adet hukukudur. Bu hamleler önemlidir. Anlaşmaların ihlali ise Türkiye'nin gereken tedbir ve adımları atmasına imkan kılmıştır."

haber7'nin haberine göre; Türkiye'nin her şeye rağmen burada hukuka aykırı bir adım atmadığına dikkat çeken Gözügüzelli, uluslararası hukuk anlamında Türkiye'nin elinin güçlü olduğunu ifade etti.

"Tüm bu detaylara içtihat hukukunu henüz eklemedim. Uluslararası Sözleşmelerde var olan şartları da. Hukuki anlamda dahi Türkiye çok güçlü bir noktadadır. Gayri Yunanistan'ın bu sürecin sonunu düşünmesinde fayda vardır."

 

(YeniAkit)