Libya’da sükunetin sağlanmasında öncü rol oynayan Türkiye’nin Libya halkına erzak yardımı ulaştıran ticaret gemisine korsan saldırı düzenleyen Almanya ve sahadaki soytarısı Yunanistan, darbeci Hafter’i silaha boğan ülkelere kör ve sağır kalıyor. Askeri uzmanlar, Alman-Yunan ortaklığındaki haydutluğun hesabının sorulacağını söylüyor.

Hafter’e havadan karadan silah yağıyor

Sözde İrini Operasyonu’yla Libya’ya silah ulaşımını engelleyen Avrupa Birliği, ülkede iç karşılığa neden olan Halife Hafter’e cephane yağdırılmasına seyirci kaldı. Akit’in ulaştığı verilere göre; darbeci Hafter’e Fransa’dan  askeri ekipman, Birleşik Arap Emirlikleri’nden silah ve paralı asker, Ürdün’den zırhlı araçlar, Mısır’dan savaş uçakları ve zırhlı araçlar, Belarus’tan helikopterler, Çin’den ise askeri ekipmanın yanı sıra İHA ulaştırıldı. Darbeci Hafter’e akan silah yardımlarının büyük kısmının havayoluyla, bir kısmı ise kara ve denizyoluyla gerçekleştirdiği kaydedildi.

Mısır’dan gelen bir geminin Tobruk Limanı’na demirlediği ve gemide askeri mühimmat yüklü 40 kamyonun olduğu gözlendi. Fransa’nın Hafter güçlerine gönderdiği Javelin füzeleri, Libya’nın Giryan kentindeki silah depolarında ele geçirildi. Mısır, denizyoluyla Tobruk Limanı’na ulaştırdığı gemide, askeri mühimmat yüklü 40 kamyon yer aldı. Çin yapımı Wing Loong II SİHA’lar, Hafter’in envanterine katıldı. Ürdün tarafından satın alınan 6 adet Çin yapımı CH-4B Rainbow tipi SİHA, “memnun kalmadık” yalanıyla Hafter’e satıldı. 

Paralı çetelere “dur” diyen yok

Gökyüzünü Hafter çetelerine dar eden Türk SİHA’larını etkisiz hale getirmek için Çin yapımı “DHI-UAV-D-1000JHV2” drone savarlar darbecilere gönderildi. Hafter milislerinin kullandığı silahlar arasında Çin malı Blue Arrow BA-7 füzeleri, GP6 roketleri ile yüksek teknolojili lazer güdümlü havan topları da yer alıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yayınladığı Libya raporuyla teyit edilen Hafter’e yönelik yardımlar, paralı asker olarak sahaya yansıyor. Hafter saflarında savaşan yüzlerce  Rus Wagner’i ile Sudanlı “Cancavid” milisleri ve Çadlı silahlı isyancılar gibi çok sayıdaki yabancı paralı savaşçının yanı sıra BAE ise Hafter’in en büyük destekçisi. Paralı askerlerin maaşını BAE ödüyor, Haçlı Batı ise seyrediyor.

 

Özden: Hem ikiyüzlüler hem de haydut

Akit’e konuşan askeri uzmanlar, Batı’nın ‘güçlüysen haklısın’ mantığını devam ettirdiğini söyledi. Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) Uzmanlarından Em. Albay Nejat Özden, “İrini Operasyonu başlı başına ikiyüzlülüktür. Rusya, Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Fransa ve İsrail’in başını çektiği çete, Hafter’e hem Akdeniz hem Mısır üzerinden, denizden ve karadan lojistik destek veriyor. Hafter’i Libya Hükümeti’ne karşı güçlendirdiler. Bu ülkelerin korsan yardımlarına kimse mani olmazken, sadece Libya Hükümeti’ne gidecek olan yardımların engellenmeye çalışılması Batı’nın hukuk tanımazlığını, gangsterliğini, ikiyüzlülüğünü ve haydutluğunu gösteriyor” dedi.

Türkiye’ye de müdahale hakkı doğdu

Özden, gemimize yönelik baskının hesabının sorulacağını söylediği konuşmasında, “İzin verilmediği halde bu operasyon gerçekleştirilmiştir. Türkiye mutlaka bunun karşılığını verecektir. Uluslararası hukuka, deniz hukukuna ve deniz ticaret hukukuna aykırı olan bu operasyona Türkiye sessiz kalmadı. Yetkililer gerekli mesajları verdi. Gereği de yapılacaktır. Türkiye için şu hak doğmuştur: ‘Siz bizim iznimizi almadan veya Libya’nın meşru hükümetinden gerekli izni almadan böyle bir müdahalede bulunuyorsanız, sizin de gemilerinize uluslararası sularda Türkiye’nin müdahale hakkını doğurmuş demektir.’ Onlar için bu coğrafyada artık ilerleme yoktur, gerileme vardır. Bunu görecekler.”

 

Hacımustafaoğulları: Hesabını her türlü verecekler

YeniAkit’e konuşan Strateji ve Güvenlik Uzmanı Emk. Kıdemli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, Alman-Yunan haydutluğuna şu sözlerle tepki gösterdi: “Almanya ve Yunanistan, uluslararası sularda açıkça haydutluk yapmıştır. Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği insani yardım gemisine bayrak devletinin rızası alınmaksızın operasyon yapılması suretiyle deniz hukuku ayaklar altına alınmıştır. Türkiye bu hukuksuzluğa gerekli tepkiyi vermiştir ve verecektir. Bu hukuksuzluğa imza atanlar er veya geç bunun hesabını hem hukuki olarak hem de diğer şekillerde vereceklerdir.”

Barış değil karışıklık istediklerinin tescili

Em. Kıdemli Hava Albay Hacımustafaoğulları , “Darbeci Hafter güçlerine gönderilen her türlü silaha göz yumanlar, Libya halkına cansuyu olacak gıda malzemelerine korsanca saldırıyorlar. Bu müdahale, Avrupa’nın Libya’daki savaşta sükunetin değil karışıklığın tarafında olduğunun bariz göstergesidir. Almanya ve Yunanistan’ın silah gönderenlere kör kalıp, gıda gönderenlere korsanlık yapmaya kalkışması, ‘Biz Libya’da karışıklıktan, kan akmasından yanayız’ dediklerinin tescilidir” şeklinde konuştu.

Savaşsa savaşırız, barışsa dünyaya örnek oluruz

Türk gemisine yapılan operasyonla rezil olduklarına dikkat çeken Hacımustafaoğulları, “Türkiye’nin yardım gemisine yaptıkları operasyon, ülkemizin Libya’ya barış ve sükunet götürdüğünü gözler önüne sermiştir. Gemimizde yiyecek-içecekten, bisküviden, boyadan başka bir şey bulamadılar. Gemiden silah çıkarıp, Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmak isteyenler rezil oldu. Bir kez daha görüldü ki; Türkiye savaş söz konusu olduğunda en âlâsını ortaya koyar. Barış zamanında ise sükunetin tüm gerekliliğini yerine getirir ve dünyaya örnek olur” dedi.

Hukuk dışı aramaya karşı haklarımız mahfuzdur

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Doğu Akdeniz’de Türk ticari gemisinde yapılan hukuk dışı aramaya ilişkin, “Tamamen uluslararası hukuka aykırı, teamüllere aykırı bir şekilde icra edilmiştir. Yanlış yapılmıştır. Bununla alakalı bütün haklarımız mahfuzdur” dedi.

Akar, Meclis’te gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Türk ticaret gemisine yönelik hukuk dışı aramaya ve İrini harekatına yönelik değerlendirmesini sorması üzerine Akar, “İrini Harekatı başlangıcından beri sakat doğmuş bir harekat. Uluslararası hukuk bakımından sağlam temellere dayanmamaktadır. Bunun uygulaması da aynı şekilde sıkıntılı yürütülmektedir. BM tarafından tanınan Milli Mutabakat Hükümeti’nin izni ve onun oluruyla bütün faaliyetlerin yürütülmesi lazım. Fakat bu konuda maalesef bu harekatı icra edenler bunlara dikkat etmemektedirler” diye konuştu. Milli Mutabakat Hükümeti’nin tüm faaliyetlerine dikkat edilirken Hafter grubu ile ilgili hiçbir işlem yapılmamasına da işaret eden Akar, “Yanlış yapılmıştır. Bununla alakalı bütün haklarımız mahfuzdur. Dışişleri Bakanlığımızla beraber gerekli faaliyetleri yürütüyoruz, gerekli işlemler yapılacak. Olayı takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Akar, bölgedeki benzer gemilerin de aynı uygulama ile karşılaşmamaları için önlem alınıp alınmayacağına yönelik soruya şu cevabı verdi: “Tedbirler üzerinde duruyor, onun üzerinde çalışıyoruz. Uluslararası hukuk ne diyorsa, teamüller ne ise ona göre hakkımızı, hukukumuzu savunacağız. Yapılan harekatın yanlış olduğunu onlar da anlamışlardır. Bu tür harekatı idare edenlerin uluslararası hukuk, teamüllerin yanı sıra ayrıca ön yargıdan uzak, objektif, duygusallıktan uzak davranmaları lazım." (YeniAkit)