Mısır Parlamentosu'nun dün gerçekleştirdiği gizli oturumunda Mısır Savunma Bakanlığı ve Sisi'nin danışmanları tarafından parlamentoya sunulan tezkere oy çokluğuyla kabul edilerek Libya'ya asker gönderme kararı onaylandı.

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Superhaber canlı yayınında bölgeye ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Darbeci Sisi’nin Mısır Parlamentosu’ndan Libya tezkeresini almasınının kritik bir gelişme olduğunu belirten Mete Yarar, "Şu ana kadar yaptığı bütün hareketlerin tamamı birer örtülü operasyondur. Gönderdiği ekipmanlar, askerler, danışmanları gönderiyordu ve bunların normalde Mısır parlementosunda izni yok. O yüzden de sayısal anlamda da görünürlük anlamda da çok az bir malzeme, ekipman ve insan gücünü görmeye başlamıştık. Artık karşımızda bir konvansiyonel unsur var. Bu unsuru yalnızca kara unsur olarak görmeyi düşünmeyin. Tezkere dediğinizde yalnızca kara unsurların karşıya geçişleriyle ilgili bir operasyonu barındırmaz. Deniz unsurları, hava unsurlarını da barındırır. Artık Hibrit Savaşı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin danışmanlığını yaptığı Ulusal Mutabakat Hükümeti kazandığı andan itibaren Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn… bunu bir konvansiyonel savaşa döndürmeye kalktı. Ancak bizim karşımıza Fransa çıkar mı? Çıkmaz, çünkü NATO ülkesi. Suudi Arabistan çıkar mı? Böyle bir orduya sahip değil. Birleşik Arap Emirlikleri çıkar mı? Çıkmaz. O yüzden sahaya sürecekleri unsur kim kaldı? Mısır… Mısır’ı şu anda hem finans anlamında hem silah ve ekipman anlamında destekleyerek Libya konusunda aktif unsur olarak kullanmaya devam edecekler. 'Mısır’ın karşıya geçip bunu yapmaya askeri anlamda gücü var mı?' sorusu herkesin aklına gelebilir. Zaman zaman şöyle bir karşılaştırma yapılabilir; işte Mısır ordusu dünyanın kaçıncı ordusu, bizim ordumuz kaçıncı oldu diye ama bu sıralama çok doğru değil. Karşınızda ekipman anlamında iyi bir ordu var, bu ekipmanları kullanan kişinin yeterliliği konusunda yüzlerce soru işaretleri var. Bugüne kadar yaptıkları icraat tipleri konu anlamında baktığımızda çokta başarılı bir ordu görmek mümkün değil. Ancak hiç önemli değil, sonuçta konvansiyonel unsurların karşı karşıya gelme riski zaten kazanan ve kaybeden diye oluşturulmaz. Çünkü konvansiyonel oluşumda aslında iki taraf da kaybeder. Dikkat ediyorsanız bu iş başladığından itibaren bir tuzak olduğunu söylüyorduk. Fransa’nın ve Körfez ülkelerinin iki Müslüman ülkeyi karşı karşıya getireceği bir tezgahı vardı. Coğrafyanın iki tane büyük askeri gücü. Doğu Akdeniz’de iki müslüman ülke; Türkiye ile Mısır. İkisinin karşı karşıya getirilmesi konusunda gelinen nokta bence çok ayrıştırıcı olacak. Bu yaşadığımız sürece baktığımızda Mısır’ın ne yapabileceğinin işaretleri Sisi’nin kendi karakterinde yatıyor. Biz zaman zaman bu tür olayları değerlendirirken karar vericinin liderlik fonksiyonlarını, kendisiyle ilgili hassasiyetlerine ve zaaflarına bakarız. Sisi Mısır’ı yönetiyor mu?" ifadelerini kullandı.

S-400'leri mi ima etti?

Türkiye'nin vereceği tepkiler konusunda değerlendirmelerde bulunan Yarar, "Bu kadar uzun mesafeli bir operasyon icra ediyorsanız ve karşınızda konvansiyonel bir unsurun gelme durumu varsa yapacağınız en önemli şeylerden bir tanesi yığınaklanmanızı mükemmel yapmanız lazım. Çok uzun soluklu her türlü riskle baş edecek düzeyde hazırlık yapmanız lazım. Oraya gönderdiğiniz askeri birliğin büyüklüğünden tutun da hava savunma sistemlerine kadar her şeyin olması gerekiyor. Ama başka bir şey daha var; konvansiyonel bir unsur karşınızda varsa bunu tanker uçaklarıyla bölgeye sevk edeceğiniz F-16’lar ile yapamazsınız. Sizin de hava üstünlüğünü sağlayacak nitelikte bir hava gücünüzün olması lazım." ifadelerini kullandı.