CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklamalarda bulundu: Papaz nasıl yurt dışına gittiyse, Kaşıkçı'nın katilleri de öyle gitti!

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Elbetteki motorları maviliklere süreceğiz, elbetteki gençlerin önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Ecevit'in 12. yıl dönümünü kutladık, kendisini saygıyla sevgiyle andık. Dolayısıyla bir düşünür insanı olan, şair olan, aynı zamanda saygın, güzel bir siyasetçi olan Ecevit'i anmak hepimizin temel görevlerinden biridir. O tüm düşünceleriyle çağdaş bir Türkiye inşa etmek isteyen siyasetçilerden biridir. İster Türkiye ister dışında olsun soydaşlarımızı kortumak için her türlü kararı kimseye boyun eğmeden, kimseye danışmadan, sormadan yerine getiren bir kişidir. Çünkü o Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm ilkelerini içselleştirmiş kişidir.  O mücadele insanıdır. Soydaşlarımız katledilirken Kıbrıs'a giden kişidir. O milliyetçiliği ayrımcılık, ırkçılık olarak görmedi. O milliyetçiliği kendi ülkesinin çıkarlarını görmek olarak çalıştı. Onun milliyetçilik anlayışı Akdeniz'in sularında Kıbrıs'taki Beşparmak dağalrında yazılıdır. onun milliyetçilik anlayışı Afyon tarlalarındaki milliyetçilik anlayışıdır. Hiç kimseye gitmedi, özür dilemedi. Irak'ın Amerikalılar tarafından müdahale edilmesine karşı çıktı. Derin bir dram varsa sebebi 16 yıllık bu iktidardır.

Ampute Milli Takımı dünya ikincisi oldu. Gerçekten gönülden kutluyorum.

Meksika'yı 4-0 yendiler ama sonra bekledikleri başarıyı sağlayamadılar ve ikinci oldular. Kaptan diyor ki ben 5 Kasım'da mayına basıp ayağımı kaybetmiştim. Demek ki 5 Kasım bana yaramıyor.' Bizim hakkımız sana helaldir, sen bize hakkını helal et Osman kaptan.

Adalet insan olmanın gereğidir, hak aramanın gereğidir. Eğer bir haksızlığa uğradıysanız birilerinin size hakkınızı teslim etmesigerekir. Adalet mülkün tmeelidir. Adaleti dağıtan kişi hukukun üstünlüğünün ötesinde bir güce teslim olmuşsa adalet dağıtmaz. Adaletin yıpranmaması için dikaktlice bir politika uygulanması lazım. Bir uyuşturucu baronu, daha öcne tutuklanmıştı. Ergenekon'da bu gizli tanıktı. Zekeriya Öz getirmişti. Sonra onun kumpas olduğu ortaya çıktı. Sonra bu uyuşturucu baronu tekrar gözaltına alındı ve tutuklandı. Ama bir süre sonra serbest bırakıldı. Niye serbest bırakıldı? Tahliyeyi veren hâkim şunu diyor, iktidar partisinden biri beni defalarca aradı ve abna baskı yaptı diyor. O devlet Ergenekon Balyoz'u ayratan devlettir. 15 Temmuzu unutmadık. Gizli tanık, neymiş devlet koruyormuş. Hâkime baskı serbest. Bu mudur adalet? Bu adaleti yaratan kişi şimdi Saray'da oturan kişidir.

İddianamesi dahi olmayan, Osman Kavala, bir sivil toplum örgütünde çalışıyor, bir yıldır tek kişilik odada. İddianame olmadığı için hâkimin de önüne çıkarmıyor. Bunun için de birinin telefon mu etmesi gerekir. Birinin yine hâkime talimat mı vermesi lazım. Bu hâkimlerde hukukun üstünlüğü yok mu? Eren Erdem aynı şekilde.

"Papaz nasıl yurt dışına gittiyse, Kaşıkçı’nın katilleri de öyle gitti.

"Ekonomik bağımsızlık birilerinin elinde. Örnek mi buyurun tarıma bakın, Saman ithal edne bir ülke. Tükettiğimiz ne varsa Batı'dan geliyor. Batı'nın egemen güçleri 81 milyonu biz besleyeceğiz diye kavga ediyor.

"Türkiye'yi Batı'nın egemen güçleri mi yönetiyor, Sraay'da oturan mı? Türkiye'nin ekonomik egemenliği aşama aşama elinden alınıyor. Bir gazeteci içerde telefon ediliyor, bir gecede iddianame hazırlanıyor ve birkaç saat içinde tahliye edilip Almanya'ya gidiyor. Bu paranın gücüdür. Bu ten bu canda kaldığı sürece bırakmayacağım diyordu. Macron telefon etti pat bıraktılar. En son Suudi'ler telefon etti. Madem cinayet istendi, neden Büyükelçisi'ni Türkiye'ye çağırmıyorsun?

"Yalan söylüyorsunuz"

"Bakan Albayrak, Plan Bütçe Komisyonu görüşülürken şu aıklamayı yapıyor, dış güçlerden saldırı var diyor. 10 Ağustos'a yönelik spekülasyonlar hazırlayanlar duvara tosladı diyor. Arkadaşlarıma dedim hemen TBMM'de hangi ülkenin başkentinde TC'ye karşı bir mali operasyon yapılıyorsa bunu bilelim ve ne yapılması gerekiyorsa topyekün bir şeyler yapalım. Grup başkanvekillerimiz önergeyi verdiler. Gelsin açıklasın. Efendim bu olmaz. Belki gizli olabilir. O zaman kapalı oturum yapalım. Oda reddedildi. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum, Albayrak'a sesleniyorum, bir ülkenin başkentinde Türkiye'ye operasyon düzenleniyorsa bunu bize açıklamak zorundasınız. Açıklamazsanız yalan söylüyorsunuz.

"Tabii teslim olunca her alanda sıkıntı çıkıyor. İlaç sıkıntısı. Bazı ameliyatlar mecbur olamdıkça yapılamıyor. Ülke tarihinde ilk defa ağrı kesicinin teminin de sıkıntı yaşanıyor."