GÜNCEL

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü: 3 bin kişi sınır dışı edildi

Tarih
29 Mart 2016
İzlenme
589 Kişi
 Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü: 3 bin kişi sınır dışı edildi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Kalın, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İbrahim Kalın’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

(Brüksel’deki saldırı) Brüksel saldırısı ve bu tür saldırılardan sonra karşımıza sistematik olarak çıkan bir başka konu da Müslüman karşıtı duyguların tahrik edilmesi, siyasete alet edilmesi, İslamofobik söylemlerin güç kazanması. Bunu Brüksel saldırısından sonra yine gördük. Bu konularda siyasi liderlerin, dini liderlerin, toplum önderlerinin, basının, kanaat önderlerinin büyük bir siyasi sorumluluk içinde hareket etmesi gerekir çünkü Müslüman karşıtı söylemler sadece DAEŞ gibi, El Kaide gibi aşırı terör örgütlerinin elini güçlendirir, onlara malzeme sağlar.

Daha önce de benzer şekilde iadeler, sınır dışılar olmuş fakat maalesef, ilgili ülkeler bu kişilerle ilgili gerekli adımları atmadığı için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla yakın bir zamana kadar bizi yabancı savaşçı, terörist savaşçılar konusunda yeteri kadar mücadele etmemekle itham eden çevrelerin artık bu gerçeği görmesi gerekiyor. Biz bugüne kadar 120 küsur ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk, 'no entry' listesi denilen giriş yasağı olan listelere koyduk, bunların terörle ilişkilerinden şüphelenildiği için. Aynı şekilde 100'ün üzerinde ülkeden 3 binden fazla kişi ülkemizden sınır dışı edildi. Maalesef bu son Brüksel saldırılarını yapan kişiler de Paris saldırılarına karışan kişiler de bu sınır dışı ettiğimiz şüpheliler arasında yer alıyordu. Dolayısıyla Türkiye burada üzerine düşeni en kararlı ve kapsamlı şekilde yapmaktadır. Ama bunu muhataplarımızın hayata geçirmesi, takip etmesi de büyük önem arz ediyor.

Müslüman karşıtı söylemler sadece ve sadece DAEŞ gibi, El Kaide gibi terör örgütlerinin elini güçlendirir. Onlara malzeme sağlar. Bu konuda en üst düzeyde hassasiyetin gösterilmesi gerekir. Bu süreçte bu hassasiyeti sergileyen siyasi liderlere de teşekkür ve takdirlerimizi iletiyoruz. Her şey çok kötü değil, bu konuda iyi sınav veren ülkeler, siyasi liderler, dini liderler de var. Bunların örneklerinin çoğalması, seslerini daha gür şekilde çıkması gerekir.

(Pakistan'daki terör saldırısı) Lahor'da meydana gelen saldırıyı üstlenen grubun amaçlarının orada kutlama yapan Hristiyanlar olduğu şeklindeki açıklamaya atıfla, bu terör saldırısını tekrar en sert şekilde kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Müslüman, Hristiyan, Sünni, Şii olsun veya hangi etnik, dini gruptan, mezhepten olursa olsun masum insanların böyle katledilmesi asla ve asla kabul edilemez. Hele bu din adına İslam adına yapılıyorsa, şunu herkesin bilmesi gerekir ki bunun ne bizim dinimizde ne inancımızda ne kültürümüzde hiçbir karşılığı yoktur. Bu olsa olsa barbarlıktır, ondan öte bir şey değildir.

(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti) Sayın Cumhurbaşkanının yapacağı ABD ziyareti, bir ikili ziyaret değil. ABD Başkanı Barack Obama’yla görüşme olması için çalışılıyor. Şunun da altını çizeyim, çeşitli spekülasyonlar yapılıyor, yine bir tür algı operasyonu; işte ‘görüşmeyecek, görüşmüyorlar vs.’ gibi. Biz en son sayın Obama ile Paris’te görüştük, ondan sonra telefon görüşmelerimiz oldu. Her düzeyde bu ilişkiler devam ediyor. Yani burada sürekli bu ilişkinin mahiyeti üzerine yapılan bu tür spekülasyonları bir kenara koyup resmi açıklamaları esas almakta fayda var. Zaten bu zirve boyunca Sayın Cumhurbaşkanımız, Obama dahil bütün liderlerle 1,5 gün beraber olacaklar. Nükleer güvenlik meselesinden terörle mücadeleye kadar birçok konuyu konuşacaklar ki bunlar aynı zamanda, bizim ikili ilişkilerimizi de ilgilendiren konular. Yani terör meselesi olsun, diğer konular olsun.

(Rıza Sarraf’ın tutuklanması) Amerika'da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu an bizim bununla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını, hukuki bir süreç olması itibarıyla biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil.

(Terörle mücadele) Biz bugüne kadar 120 küsür ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. 3 binden fazla kişi ülkemizden sınır dışı edildi. Türkiye burada üzerine düşeni kararlı, kapsamlı bir şekilde yapmaktadır. 

(Suriye’deki ateşkes) İlan edilen ateşkes anlaşması ya da çatışmaların durdurulması bağlamında da kısmi olarak ateşkesin uygulanmakta olduğunu görüyoruz. Ölümlerin azaltılmış olması sevindirici bir durum fakat savaş bitmiş değil. Suriye'deki kriz bitmiş değil, çözülmüş değil. Hala bu ateşkes ya da çatışmaların durdurulması anlaşması çerçevesinde bile çatışmalar yer yer devam ediyor. İnsani yardımın ulaştırılması konusunda da büyük sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor. Sivillere karşı saldırılar, insani yardımların engellenmesi, kuşatmalar, haksız tutuklamalar ve insanları açlığa mahkum etme gibi uygulamalar da maalesef belli noktalarda hala devam ediyor. Örneğin; Şam kırsalı ve İdlib'de insani yardımlar şu ana kadar ancak 150 bin kişiye ulaştırılabildi. Halbuki ihtiyaç sahibi insan sayısı burada 650-700 bin civarındadır. Bu konuda Suriye rejiminin engelleyici tavrını kınadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bu arada, müzakerelerin sonuç vermesi en büyük arzumuzdur. Biz baştan beri hep Suriye'de bir siyasi çözümün ancak bu krizi sona erdirebileceğini söyledik. Bu noktada da Cenevre'de BM çatışı altında devam eden bu müzakerelerin olumlu netice vermesini umut ediyoruz. Ama bunun çok kolay olmayacağını da herhalde hepimiz görmekteyiz.

(Musul operasyonu) Musul’un geleceği, Irak’ın geleceği için son derece önemli. Irak’ın bu son derece önemli şehrinin DAEŞ’ten kurtarılması, temizlenmesi, Irak’ın geleceği açısından da büyük önem arz ediyor. Bu konuda biz Irak yetkililerinin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.

(İsrail'in vatandaşlarına yönelik Türkiye ile ilgili uyarısı) Ülkeler zaman zaman bu tür saldırılar olduğunda çeşitli güvenlik değerlendirmeleri yaparlar, kısıtlı ve geçici olmak üzere bu tür seyahat uyarılarında bulunurlar. Burada teröristleri sevindirecek tarzda hayatı adeta askıya alan, kilitleyen tavırlardan tabii ki kaçınmak gerekir. Bu bütün ülkeler için geçerli. İsrail bağlamında söylemiyorum bunu. Genel olarak zaten terörün yapmak istediği şeylerden bir tanesi bu, hayatı askıya aldırmak, dondurmak, gündemi belirlemek. Buna izin vermemek lazım, bu ancak teröristleri sevindirir.

(Konsolosların MİT TIR'ları davasını izlemesi) Diplomatik ve konsüler temsilcilik mensuplarının, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve halkının hassasiyetlerine özen göstermeleri, yargıyı etkileme amaçlı görünebilecek ve içişlerine karışılıyor izlenimi yaratabilecek davranışlardan kaçınmaları esastır. Nitekim Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da bu konuya dikkat çektiler. Burada takip edilecek yol ve yöntemin yine bu esaslar çerçevesinde olması elbette daha doğru olur.

(Yeni Anayasa) Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi ile ilgili olarak bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımız bu konuda bir çerçeve çizen açıklamalar yaptı daha önce. Yani o da nedir? Bir kere Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var.

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

DİĞER MAKALELER