GÜNCEL

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan çarpıcı açıklamalar

Tarih
26 Kasım 2019
İzlenme
2102 Kişi
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan çarpıcı açıklamalar

Habertürk'e konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: "Siyaset yapmayacağımı söyledim, bir kenarda üyelik duruyordu. Biri bana bir şey sıçratır diye düşündüğüm için dilekçe versem o da gündem olur dedim. e-devlet üzerinden sessiz sedasız istifamı yaptım. Siyaset yapmadığımı, yapmayacağım bir partiden ayrıldım. CHP'ye çok önem veriyorum. Üyesi olmadığım, istifa ettiğim için kızmasın CHP'li saygıdeğer seçmenler. CHP'nin seçmenine büyük önem veriyorum" diye konuştu.

Habertürk'te soruları yanıtlayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, gündeme ilişkin konularla ilgili açıklamalarda bulundu.

Feyzioğlu'nun konuşmasından önce çıkan başlıklar şöyle:

"KAYNAĞINA GÜVENMEDEN YAZMAMALIYDI"

80 yaşındaki gazetecinin yapmaması gereken bir haber. En sonunda kaynağının, kaynağının, kaynağına gitti. Suyunun, suyunun suyu şeklinde. Rahmi Bey o yazısının birinci paragrafında anlamsız serzeniş var, ey Feyzioğlu sen Cumhurbaşkanı ile Adalet Bakanı ile görüşüyorsun. Yargı reformu çıkarttınız, bizim gazetenin patronu niye yargılanıyor? Sözcü'nün davasını düşürecek bir reform değil. Belki sonucunu etkileyebilir. Yargılama devam edecek. Sayın Rahmi Bey bunu bilmiyor musunuz? Yazının o kısmını ciddiye almadım. Ondan sonra bir baktım altında 'Bir CHP'li külliyeye gitti, Cumhurbaşkanı ona dedi ki, 'gel seni CHP'nin genel başkanı yapalım'. Bunu çok emin söylüyor. Parantez açıyorum, daha önce sayın Uğur Dündar'a gitmiş. 'Ben ciddi gazeteciyim, kaynağıma güvenmediğim için böyle yazı yazmam' demiş. Sözcü'nün başyazarının yazdığı biraz daha farklıdır.

"TAHMİNİME GÖRE BUNLAR FETÖ HESABI"

metin feyzioğlu habertürk ile ilgili görsel sonucuSözcü'nün yazıyla kurumsal olarak bir ilgisinin olduğunu düşünmüyorum. Sabahın köründe Fox TV'nin sabah programı sunucusu Rahmi Bey'in bu yazısını alıyor, 'Bu CHP'li kim' diye şok şok şok veriyor. Aslında o tweetle gündem oldu. Rahmi Bey'in yazısıyla değil İsmail Küçükkaya'nın attığı tweetle bu olay patladı. Buraya kadar hiç ilgilenmiyorum. CHP'nin iç işleriyle zerre kadar ilgilenmiyorum. Bir anda binin üstünde robot hesap. Bütün herkesi, bizim Milli İstihbarat'ı da davet ediyorum. Tahminimize göre bunlar FETÖ hesabı. Böyle büyük bir trol ağı FETÖ tarafından oluyor. Bunlar Rahmi Bey'in yazısına ve Fox TV sabah haberleri sunucusunun tweetine atıf yaparak çok afederseniz 'o alçak Metin Feyzioğlu'dur' diye yorum yapıyorlar.

"CHP ÜYELİĞİNDEN SESSİZ SEDASIZ İSTİFA ETTİM"

Siyaset yapmayacağımı söyledim, bir kenarda üyelik duruyordu. Biri bana bir şey sıçratır diye düşündüğüm için dilekçe versem o da gündem olur dedim. e-devlet üzerinden sessiz sedasız istifamı yaptım. Siyaset yapmadığımı, yapmayacağım bir partiden ayrıldım. Sürekli olarak benim CHP başkan adayı olacak diye laflar çıkıyordu. O yüzden onların da rahat etmesini istedim. Niye FETÖ saldırdı derseniz cevabı çok basit. Ben milli konularda 'gelin asgari müştereklerde buluşalım, gelin milli refleks gösterelim' derim. CHP'nin marjinal olmayan milliyetçi, Atatürkçü büyük kitlesi, aynı hissi paylaştığımız milli konularda beni dinliyor. Marjinaller saldırıyor ama sesi çok çıkıyor. Ama büyük kitle dinliyor. Büyük kitlenin bir kısmının gönlünden 'Ne olur CHP'den siyaset yapsaydın' deyip kırgınlıkları var.

"CHP'NİN SEÇMENLERİNİ ÇOK SAYGIDEĞER BULUYORUM"

FETÖ hesabı olduğunu tahmin ettiğim o robot hesaplarının saldırısının sebebi 'Saraydan size ısmarlama genel başkan geliyor ey CHP'liler, bu adam da Metin Feyzioğlu olarak planlıyor' diyerek aramıza duvar örmek için yaptılar bunu. FETÖ büyük ihtimalle bu olaydan istifade etmek istedi. Muharrem Bey diyor ki 'içeriden yapıldı'. Ben bu işleri bilmiyorum. Belki dünyanın bir başka yerinde haber de olmazdı bu. Ana muhalefetin karıştığı bir iş önemlidir. Kara komedi gibi. Ben demokrasinin yara aldığını düşünüyorum. CHP'ye çok önem veriyorum. Üyesi olmadığım, istifa ettiğim için kızmasın CHP'li saygıdeğer seçmenler. CHP'nin seçmenine büyük önem veriyorum. Demokrasilerde iktidara alternatif bir ana muhalefet çok önemli. CHP Türkiye'deki büyükşehir belediyelerinin çok önemlilerini almış. Düne kadar 'ne icraatın var ki' dendiğinde 'Benim icraat yapacak alanım yoktu' demek durumundaydı. Bugün icraat yapabilecek büyükşehirleri var.

"KEŞKE SAYIN KILIÇDAROĞLU ÇIKTIĞI PROGRAMDA BÖYLE DEMESEYDİ"

metin feyzioğlu habertürk ile ilgili görsel sonucuEminim ki bu belediyelerde çok da hizmetler geliyor? Peki CHP ne ile gündeme geliyor? Kim kime çelme taktı? Bir kazan var birisi yukarı çıkarken mutlaka birisini paçasından tutup aşağı çekiyor. Şimdi de muhtemelen Muharrem Bey'in paçasını çekiyorlar. Sonucun kime yaradığı önemli. Bazen de 'birisine yarasın' diye yola çıkılıyor ama başkasına yarıyor. Muharrem Bey şu anda mağdur oldu. Bir vatandaş olarak söylüyorum, keşke sayın Kılıçdaroğlu'nun Fox TV'de çıktığı programda şunu deseydi, 'Biz hizmetlerimizle gündeme gelen partiyiz. Büyükşehirlerimizde hizmet yapıyoruz. Bizi hiç kimse dışarıdan karıştıramaz. Bu dedikoduları elimin tersiyle atıyorum, olsa da bizi ilgilendirmez' deseydi bu iş biterdi. Rahmi Bey yazıyor, Fox TV programı suncusu retweet atıyor, sayın Kılıçdaroğlu çıkıyor 'asla böyle bir şey yoktur, ciddiye almıyoruz' deyip elinin tersiyle itince 'Böyle bir şey var' diyor.

"ABD SURİYE'Yİ İKİYE BÖLÜP YÖNETMEK İSTEMİŞTİ AMA"

Biz askeri gücümüzle birilerinin hiç beklemediği şekilde 8 günde 8 yılda yapılan yığınağı darmadağın ettik, harikülade. Askeri hakimiyetimizi kurduğumuzu görünce ABD de, Rusya da 'tamam' deyip mutabakatı imzaladı. Şimdi oralara altyapı yapıyoruz. Bu emperyalistler hiçbir zaman hedeflerinden vaz geçmezler. 100 sene önce Churchill, İngiltere'ye bağlı tampon devlet kuracaktı. Lozan'da Sevr çöpe atıldı, tam bu gerçekleşmek üzereyken Churchill'in bu haklı girişimi bir kez daha kesintiye uğradı diyor. 100 sene önce başlamış, 100 sene sonra başka kişilerle hayata geçirilmeye çalışılıyor. ABD Suriye'yi bölüp kendisine bağlı bir devlet çıkarmak istedi. Rusya'da PKK'yla işbirliği içindeydi. Suriye Anayasası'nı yazarken Esad'a diyecekler ki, 'Sen kendi ülkende mezhepçilik, etnik ayırımcılık yaptın. Senden olmayanlara eziyet ettin. Senden olmayanları etnik ve mezhep açısından 'biz eyalet sistemini güvence olarak görüyoruz' diyecekler.

"BİZİM SURİYE İLE İLİŞKİ KURMAMIZ LAZIM"

Bizim temizlediğimiz alanı burayı Suriye Anayasası'nda PKK'ya özerk bölge olarak verme hayali var. Bu gerçekleşirse Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız ama diye başlayan cümlelerle Irak'ta yaşananlar yaşanacak. Kağıt üzerinde tek devlet ama Suriye'yi bölecekler. Esad da Amerika'nın oyununa düştü, biz de o tarihte yanlış politika uyguladık. Dediğim şey şu, bu bölgede iki devlet var. Birisi Türkiye, diğeri Suriye. Onun dışındaki devletler eyaletlere bölünmüş Suriye'ye 'evet' diyorlar. Eyaletlere bölünmüş Suriye Churchill'in Sevr Anlaşması'na işlettiği planın hayata geçmesi demektir. Cenevre sürecinde bu geri gelecek. Bizim Suriye ile direk ilişki kurmamız lazım. 4 milyon insanını bize gönderdi. Yakıldı, yıkıldı perişan oldu. Bundan sonra herkesin ders alacağını varsaymak lazım. Devletler arasında bazen bu kadar gerginlikten sonra ilişki kurmak zor olabilir. Meslek örgütleri, bazen sivil toplumlar yolu açarlar. İlişkileri yumuşatırlar. Nasıl bir anayasa diye oturur fikir cimnastiği yapar. O zaman de devletler bakın sivil toplum konuşuyor bizim de konuşmamız lazım diyebilirler.

"KUVVETLER AYRILIĞINI GÜVENCE ALTINA ALMALIYIZ"

Bizzat Cumhurbaşkanlığı'nın huzurunda anayasanın nasıl olması gerektiğini anlatan birisiyim. Bir taraftan Suriyeli eyelatlere bölecek bir proje Cenevre'de yürüyor, amabizim anayasamız arzu ettiğimiz kadar demokratik değil deyip kenarda mı bekleyelim. Bizim alışık olduğumuz Cumhurbaşkanı milletin tamamını kucaklayabilmek adına partisiz oldu. 200 yıllık parlamenter hükümet sistemi hazırlığından geliyoruz. Bu sistemde partili oldu. Başkanlık sistemlerinde partili olur. Parlamenter hükümet sisteminde partisiz olur. Partili olur, parti genel başkanı olmaz. Benim Anayasa'ya ilişkin bir numaralı, 'artık değiştirelim' dediğim husus şu. birincisi muhakkak surette kuvvetler ayrılığını güvence alacak adım atmak lazım. O da HSK'nın yapısını siyasetten tamamen bağımsız hale getirmek. HSK oluşurken siyasetin müdahalesini sağlayıp, ama siyasetten bağımsız hale getirmek lazım.

metin feyzioğlu habertürk ile ilgili görsel sonucuBen HSK'nın Meclis'te çok nitelikli bir çoğunlukla, en az yarısının seçilmesini öneriyorum.

"HSK SEÇİMLERİNDE SİYASETİN MÜDAHALESİ SIFIRLANMALI"

Algı şu, aynı zamanda bir siyasi parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı sıfatıyla HSK'nın yarısını atıyor, ondan sonra kalan yarısını Meclis atıyor. İktidar partisinin söz sahibi olduğu atama. Hakimlerimizin üzerinde ilçe başkanı düzeyinde baskı olabilir. Bu algıyı kırmanın bir tek yolu var. Siyasetin müdahale ihtimalini sıfırlamak ama aynı zamanda öyle bir sistem kuracağız ki, kürsüden de siyaset yapılmasını önleyeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni sahaya tam kadro sürelim. Yani HSK'yı Hakimler Yüksek Kurulu, Savcılar Yüksek Kurulu diye ayıralım. HSK'nın en az yarısını Meclis'te iktidar ve muhaelefet çok yüksek uzlaşma zorunluluğunu koyup birlikte seçsin. Aksi halde olup bitenlerden hiç ders almamış olur. Elin Başbakanı gelip Türkiye'de bulunan kişiyi 'benim gazetecimi bırak' diyor. Boşanma davalarında bile en çok ismi geçen sayın Recep Tayyip Erdoğan. Eşler boşanabilmek için 'kocam veya karım Cumhurbaşkanına sövdü' diyor. Yargıtayımızın da resmi önerisidir bu, 'biz seçelim' diyor. Ben de diyorum ki bir kısmını Yargıtay, bir kısmını Danıştay seçsin. Yarı kalanı Meclis'ten seçsin. Siyasetin etkisindeki hakim meselesini biterelim.

"DARBECİLER BAŞARILI OLSAYDI HAKİMLERİ İNFAZ EDECEKTİ"

Kadri Bey'in beraat etmesinden gayet memnunum. Somut davalar üzerinden konuşabilmek için bilgi sahibi ve delil sahibi olmak durumundayım. Siz Cumhuriyet davasını biliyorsunuz. Ben hiç bilinmeyen filanca kasabadaki muhtarı da ilgilendirebilecek davalar, vatandaşın kılcal damarlardaki binlerce davadan söz ediyorum. Hepsinin üstünden 'siyaset müdahale ediyor' sözünü bir seferde bitirelim. Yargıdan FETÖ temizlendiyse, ki ben temizlendiğine inanıyorum. Sayın Adalet Bakanı ve ekibi gerçekten büyük mücadele verdiler, gecelerini, gündüzlerine verdiler. Darbe girişimi olduğu geceden beri Adalet Bakanlığı, baş savcılarımız çok büyük mücadele verdi. 15 Temmuz hakkında darbeciler hakkında tutuklama kararlarına çıkardılar. Eğer başarılı olsalardı bu hakimlerin hepsi infaz edilecekti.

"CUMHURBAŞKANINA YARANMAK İÇİN EŞİNİ KAPATTI DEDİLER"

Bizim kulağımıza Türkiye'de her konuda dedikodu geliyor. Benim kulağıma yolda fotoğraf çektirdiğim hanımefendinin aslında benim eşim olduğu ve kapandığı dedikodusu geldi. Konu benimle ilgili değil o hanımefendiyle ilgiliydi, çok ayıp ettiler. 'Cumhurbaşkanına yaranmak için eşini kapattı' diyorlar. Burada kadın kuruluşlara da sitem gönderiyorum. FETÖ ve PKK, DHKP/C ile mücadele adil yargılanmayla olur. FETÖ'nün istediği suçlunun suçsuzun arasına katışmasıydı. Vatandaşlarımız şunu bilsinler, adil yargılanma talep etmek FETÖ'nün kalıcı olarak Türkiye'den uzaklaşmasına sebep olur.

"KHK'LARDA BERAAT EDENLER İÇİN İŞLEM YAPILMALIDIR"

KHK faciadır demem. Olağanüstü bir dönem yaşadık. Şimdi önümüze bakalım. KHK'lıları inceleme komisyonu kuruldu. Bu kişiler soruşturmada takipsizlik hele hele beraat aldılarsa muhakkak surette iptal gerekçesi yapılması gerekli olduğunu düşünürüm. OHAL Komisyonunun kararları idari kararlardır dendi. İdari yargının şimdi gayet adil yargılamanın tüm ilkelerini uygulayıp, delil yoksa suçsuzluk karinesi vardır. Ceza hukukuna ilişkindir ama temel bir haktır. AİHM bir tek ceza hukukunda değil, lekelenmeme hakkı çerçevesinde alıyor bunu. Bir kuşunun suçunu bulmamışsan, dava açmış mahkemede beraat etmişse artık komşu böyle dedi, bakkaldan duydum diye yürürse iptal edilmesi lazımdır. Bilmiyorum Danıştay Başkanlığımız ne der, bunların tamamını Danıştay denetiminin açılması idari yargıyı güçlendirir. Türkiye'de adalet yavaştır, topaldır ama sonunda ulaşıyor işte.

"ANAYASA ELEŞTİRİSİNİ KÜLLİYE'DEKİ KONUŞMAMDA YAPTIM"

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı'na adayım. Projelerimiz var, üstüste yapıyoruz. 12 baro 'yüzde 72'yi temsil ediyoruz' dediler ya, bu sözlerinden ötürü teşekkür ederim. Ben de yüzde 100'ü temsil ediyorum. Türkiye'de 126 bin avukat var. 12 baro başkanımızın aldığı oy 24 bindir. Beni 'niçin külliyeye gittin, niye Akçakale'ye gittin' diye beni olağanüstü seçime getirmek istediği söyleyenlere 126 bin avukattan 24 bin avukat oy vermiş. 1,5 sene sonra seçim var. Bizim kanunumuzda olağanüstü genel kurulda seçim yok. Gelen tüm talepler bize 12 baronun 10'u seçimli genel kurul istedi. Sebepleri de 'Feyzioğlu külliyeye gitti, çizgi değiştirdi' vs. Anayasaya ilişkin bu eleştirimi sanıyorum nüfusumuzun büyük çoğunluğunu anlayacağı şekilde yıllardır söyleyen benim. Üstelik bu anayasa eleştirisini külliyede yaptım. Kavgadan besleniyorlar. Biz kavga etmeden vatandaşlarımızın sorunlarını çözmeye başladık. Cumhuriyet Gazetesi yazarı yargı reformu sayesinde çıktı. 10 bin kişi yargı paketi sayesinde çıktı.

"12 BAROMUZ 'SİZİN İÇİN ŞUNU YAPTIK' DİYEMEYECEKLER"

Kıymetli 12 baromuzun 1 sene sonra kendi seçimleri var. 'Biz sizin için şunu yaptık' diyemeyecekler. İstanbul Barosu'nda 48 binden 8 bini almış. Sayın İstanbul, Ankara, İzmir Barosu Başkanı'na somut olarak meslektaşların için hangi katkıda bulundun dediklerinde verielcek cevapları yok. Benim seçimim 1,5 sene sonra, onların seçimi 1 sene sonra. Metin Feyzioğlu'na vurarak geçirdiler, icraat yapmadılar. Yargı Reformu paketi çıktıkça, devamı da çıktıkça 'eyvah, eyvah' diyorlar, mesele bu... Tabii ki külliyeye gidebilirim, Alman Şansölyesi Merkel'le niye görüştün deselerdi yine de mantık arabilirdi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nın külliyesine niye gittin diye bir soru sorulamaz...


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

DİĞER MAKALELER