GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Okul müdürünün öldürülmesini kınayanlar…!

Tarih
13 Mayıs 2024
İzlenme
711 Kişi

İstanbul’da özel bir okulda, kaydı silinen öğrenci, okul müdürünü öldürdü.

Kınayalım mı?

Tabii ki kınayalım.

En şiddetli şekilde kınayalım.

Okul içinde ne öğretmen öğrenciyi… Ne bir veli, öğretmeni..

Ne bir öğrenci, öğretmeni.

Ne de bir veli, başkasının çocuğunu dövmesin.

Şiddete kökten karşı çıkalım.

Benim çocuğumu kimse dövmesin.   Ama sınıftaki arkadaşı, benim çocuğuma ters bir cümle sarf ederse, ben gidip o öğrenciyi döveyim.

Veya..

Öğretmen benim çocuğumun kulağını bile çekemesin, ama müdür yardımcısı küçücük bir uyarıda bulunduğunda, ben gidip onu döveyim.

Tüm bu ikircikli tavırlara hep birlikte “hayır” demeliyiz.

Samimi şekilde şiddete, şiddetin her çeşidine “hayır” demeliyiz.

Öldürmek, dövmek veya öldürenleri övmek, dövenleri övmek gibi; şiddetin her versiyonuna tepki koymalıyız.

Aktüel örnek olduğu için söylemek zorundayım.

İstanbul’da bir okul müdürü öldürüldü diye, derslere girmemek; aslında bu da bir şiddet değil midir?

Okul içinde asayiş olayları yaşanmaması için tedbir alınmasını isteyebilirsiniz. Bu sadece öğretmenlerin değil öğrencilerin de can güvenliğini sağlar. 

Ama can güvenliğinin sağlanmasını istemek için ben yaptım oldu mantığıyla dersleri boykot etmek ne demektir?

Aynı tavrı sağlıkçılarda gördüğümüzde de eleştirdik.

Doktorlara karşı şiddeti önlemek için emniyet gerekli tedbirleri alsın.

Tabii ki buna kimse itiraz etmez.

İstanbul'da öğretmenlerden İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto - Güncel Haberler MilliyetAma can güvenliğimiz yok diyerek, maaşını aldığınız günün çalışmasını yapmazsanız bu bir hak ihlali değil midir? 

Aslında bu da bir şiddet değil midir?

Veya başka bir örnek vereyim..

Sandıktan çıkan iktidar, milletten aldığı yetkiyi kullanarak müfredat değişikliği için hazırlık yaptığında..

“Müfredatı değiştiremezsiniz. Siz karşı devrim yapıyorsunuz. Biz, size engel olacağız, size izin vermeyeceğiz” demek de, aslında bir şiddet değil midir?

Katilleri övmek onları kahraman gibi göstermek, mezarlarının başına gidip “seni özlüyoruz” demek, aslında bir şiddet değil midir?

Seçimle gelen yönetimi işbaşından uzaklaştıran darbecileri, mahkum olduklarında cezaevinden çıkartmak için didinmek, çağrılarda bulunmak, tehditler savurmak… Aslında şiddeti savunmak ve mazur görmek değil midir?

Teröriste gerilla demek, sivil veya polis veya asker…İnsanları öldüren teröristlere, “hak arayan gerilla” diyerek övgüde bulunmak da bir şiddet değil midir?

Örnekleri somutlaştıralım; yıllar öncesinde polislere kurşun sıkan Deniz Gezmiş’in mezarı başına giden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, aslında polise sıkılan kurşunu övmüş değil midir?

Bu siyasi parti Genel başkanı, Deniz Gezmiş’in mezarı başında verdiği fotoğraftan sonra, İstanbul’daki okul müdürünün öldürülmesine tepki koymasını samimi görebilir miyiz?

Veya Yılmaz Güney için ağıt yakanlar. 

Okul müdürünü öldüren öğrenci tutuklandıYılmaz Güney’in bir hakimi kurşunlayarak öldürdüğünü bildiği halde, bu kişinin sözde sanatçılık yönünü öne çıkartarak övgüler düzenler, aslında şiddete gerçekten karşı mıdırlar?

Çağlayan Adliyesinde savcı Selim Kiraz’ı şehit eden teröristler için “mecbur bırakıldığımız eylem idi” başlığı ile destek veren Cumhuriyet gazetesi, şiddete gerçekten karşı mıdır?

Benim teröristim öldürsün, ama bizim mahalledekilere kimse sert eleştiri cümlesi bile edemesin.

Bu mantığa sahip olanlar, kimseyi kandıramazlar. Onlar gerçekte şiddete karşı değildirler.

Onlar şiddet istismarcısıdırlar.

Yıllarca bu ülkede ülkücüleri, “faşist katiller” diye tanımlayan Cumhuriyet gazetesi ve avanesi, şimdi Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş üzerinden algı üzerine algı oluşturuyorlar.

Sinan Ateş cinayetine karşı çıkalım.

Ama savcı Selim Kiraz’ı öldürenler için “mecbur bırakıldığımız eylem şekli idi” diye manşet atan ahlaksızların, Sinan Ateş cinayetini istismar etmeye ne hakları olabilir.

PKK’lı teröristler için dahi övgüde bulunanlar, Aybüke öğretmenin, Muhammet Safitürk kaymakamın katilleri için iki gün üst üste manşet atmayanlar.. Atamayanlar…

Sinan Ateş için bir hafta, ardı ardına manşet atıyorlarsa.

Sormamız gerekmez mi, “Siz PKK’lı teröristlerin hamisi misiniz?”

Herkes dürüst olsun. 

Herkes samimi olsun.

Okul müdürünün öldürülmesine de karşı çıkalım, Aybüke öğretmenin öldürülmesine de..

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER